Saç Dökülmesi ve Beyin |
Geçmişten günümüze kadar tüm erkeklerin başının belası olan saç dökülmesinin nedeni acaba başka bir şey mi? Atomun içindeki enerjiyi çıkaran bu bilim neden kafadan iki saç teli çıkaramadı? Acaba bunun hiç çözümü bulunamayacak mı? Yoksa kelleri itlaf mı etmeli? Yoksa bunun üzüntüsünden kurtulmanın tek çaresi saçı dökülmeyen diğer erkeklerin bir centilmenlik yapıp kafalarını kazıtmaları mı?
Bu konuda o kadar çok soru sorulabilir ki bu dökülen saçlarınızın sayısını geçebilir. Peki bunun tek nedeni bir türlü elimize geçirip bezinden salgılandığına bir türlü pişman edemediğimiz ismi lazım değil o hormon mu? Belkide.
Bu çok çok eski bir konu olduğuna göre bir de eskilere soralım. "Ayağını sıcak, başını serin, gönlünü ferah tut". Acaba eskiler bizden bir şey mi saklıyor? Acaba her şey kabak gibi ortada mı? Neyse eskilerin de fikrini aldığımıza göre gelin saç dökülmesine bambaşka bir boyuttan bakalım.
Saç dökülmesi nasıl olur ?
Genetik faktörler, erkeklik hormonunun daha etkin ve güçlü bir türüne dönüşmesiyle gerçekleşen hormonal etkiler, deri hastalıkları, kanser ve ilaç kullanımı gibi sebepler nedeniyle saçlar dökülür. Ama en önemlisi erkek tipi saç dökülmesinde androjen hormonları ve bunların reseptörleri özellikle 5-alfa redüktaz enzimi rol oynamaktadır. Artık neredeyse kendi saçınızı kendiniz ekebilecek kadar saç dökülmesi hakkında bilgi sahibi olduğunuzu varsayarak bu konuya daha fazla girip saç dökülmesinin nasılını uzatmak istemiyorum.
Peki saçlar neden dökülür?
Yada her erkek ve kadında androjen hormonları ve bunların reseptörleri mevcut olduğu halde niçin herkesin saçı dökülmez?
Oysa bir kelin geriye kalan saçları o kadar sağlamdır ki, ense ve yanlardaki saçlar uzatılıp, örülüp bir ipe bağlanıp çekilse göbekli bir adamın bile ayağını yerden kesebilir. Vücudunuz tıka basa, TNT’ye eşdeğer DHT ile dolu (Dihidro-testosteron) ve sadece kafanızın üzerindeki tüyler bundan etkileniyor. Kaşınız, kirpiğiniz, bıyığınız, sakalınız, vücut kıllarınız, ense ve yanlardaki saçlar olduğu gibi duruyor ve neredeyse gittikçe de sağlamlaşıyor; hatta o kılları dökmek en az kafadan saç çıkarmak kadar zor bir hal alıyor.
Bu tuhaf bir durum...
Her iki erkekten biri saç dökülmesinden dolayı üzüntüden ekstra biraz daha saç dökerken, kadınların saçları da olduğu gibi duruyor.
Buda tuhaf bir durum... Hatta en tuhafı ise şu
Saç dökülmesi sadece beyini açığa çıkarıyor ve sonra duruyor. Yada şöyle de denebilir, sadece beynin etrafındaki saçlar dökülüyor. Evet, anahtar bu olabilir.
İnsan vücudunun termal görüntüsü |
Vücuttaki titreme, kalp atışı, sinir sindirim ve diğer sistemler, önüne geçilemeyen nefes alma gibi istekler ve saç dökülmesi gibi olaylar bizim isteklerimiz dışında gerçekleşir. Hatta şöylede denebilir: Vücudumuzun içerisinde istemli olarak zaten hiç bir şey yapamamaktayız. Bilinçaltının yönettiği bu sistem başına buyruktur ve sizin daha adınız bile konmamışken bu sisteme tam yetki verilmiştir. Sadece ve sadece sizin iyiliğiniz için. Ve bu sistemin en çok kıymet verdiği organlardan biriside kendisinin de içinde ikamet ettiği beyindir. Beyin müthiştir ısı yayar, elektro manyetik dalgalar yayar, dalgalar geçer, en hassastır ve kemik kalkanıyla korunan tek organdır. Oksijen eksikliğinde en önce o vefat eder ve o öldüyse gerçekten artık bir ölüsünüzdür. Kısacası başımızın üzerinde yeri vardır.
İyi de, bu koruyucu sistemin saçlarımızla alıp veremediği nedir?
Sorunun cevabı ise şu soru. Sıcakladığınız da ne yaparsınız?
Beyin açılımı ve ısınması |
Bunun sonucunda beyin ısınır ama normal bir vücut bunu absorbe edip soğutabilir. Dakikada yaklaşık 1 litre kan beyne pompalanır. Kan, beyni hem oksijen hem de glikoz açısından beslerken aynı zamanda akciğerlerde oksijen-karbondioksit alışverişi sırasında serinleyen kan beyne serinlikte iletir.
Bununla birlikte burnunuzla aldığınız nefes beynin tam altından ve çokta yakınından geçer. Hepimizin de bildiği gibi burun boşluğundan geçen hava vücut için ısıtılır ve nemlendirilir. Burun boşluğundaki mevcut sıcaklığında, vücudumuza yeni çektiğimiz havanın ısıtılması için solunan havaya transfer edilmesi beyin alt bölgesi ve çevresinin serinletilmesi anlamına gelir.
Peki normal olmayan bir vücutta ne olur?
Eğer damar sisteminiz yetersiz veya bir problem (daralma vb.) varsa veya kanınız koyuysa ki bu stresin, üzüntünün ve heyecanın bir sonucu olabilir. Koyuluk veya beyne giden damarlarda daralma nedeniyle kanın vücuttaki devri azalır ve bu dakikada beyne giden kanda ve bu da beyne giden serinlikte azalma demektir. Eğer bununla birlikte nefesinizi burnunuzdan değil de ağzınızdan alıyorsanız buda yine beyni serinleten kaynaklardan birisinin daha yok olmasıdır. Bunun sonucunda koruyucu sistem devreye girer ve gözümüzün yaşına bakmadan saçlarınızı tek tek yer çekiminin dayanılmaz cazibesine bırakıverir.
Yani saç dökülmesini nedeni beyni soğutmak içindir diyebiliriz.
Normalde insan, çoğu işi ve çoğu düşüncesi için beyninin frontal (ön) lobunu kullanır. Frontal lob kafanın alın bölgesidir ve hali hazırda zaten keldir. Yani bu bölgedeki aşırı çalışma sonucu oluşabilecek bir ısınma çok rahat bir şekilde vücut dışına aktarılabilir. Ancak saçı giderek azalan bazı insanlar bu frontal lob ile yetinememektedir. Bunun neticesinde gittikçe arka üst taraflara doğru beyin açılımı olur ve bu bölgelerde de hararet artmaya başlar. Ayrıca beyin zaten sıvı içinde bulunduğu ve ısınan sıvının yükseleceği prensibinden yola çıkarak kafanın sivri tepe bölgesinde de ısı birikmesi olabilir diyebiliriz.
Burun Boşluğu |
Aslında herkesin genlerinde gerektiğinde nasıl kel kalınacağı yazılıdır. Çok çalışan ancak bu ısınmayı tolere edebilen beyinlerde, bu genler beynin ısınmaması sonucu kelliğe ihtiyaç duyulmadığı için saç dökülmesine neden olmaz. Bazılarında saçlar sadece bir miktar dökülür, bazılarında ise sadece seyrekleşir. Hangi durumlarda nasıl davranılacağı genlerde yazılıdır.
Bazılarında bu sıcaklığı yok etmek daha değişik yollar ile olabilmektedir. Örneğin saçların kırlaşması. Yani beyazlaması. Saçlar renklendiğinde özellikle koyu renkli saçlar güneşi ve benzer ısı ışınlarını daha fazla emer ve buda artı bir sıcaklık demektir. Saçların beyazlaması buna karşı bir önlemdir denebilir. Ve genellikle de insanların beyinlerinin en çok geliştiği en fazla kullanıldığı dönemlerde ortaya çıkar. Bu da ikinci sınıf bir savunma sistemidir denilebilir.
Peki saç ekiminden sonra saçlar neden dökülmez?
Saç ekiminde kafanın üzerine nakledilen saçlar zaten bahse konu hormondan etkilenmeyen ve "dökülün" emrine karşı çıkan asi ruhlu saçlardır ve bunları da sadece lazer paklamaktadır. Yani beyinden uzak ve onu kapatmayan saçlar ve tüylerdir ve bu yüzden hala vücudunuzdadır.
Her şey güzelde o zaman kadınların saçları neden dökülmüyor ?
Kadınların saçlarını kurtaran, beyinlerinin erkeklerden ufak olması ve bununla birlikte dakikada beyinlerine pompalanan kanın fazla olması ve östrojen. Evet östrojen bir erkeği kellikten kurtarabilir ancak östrojen racona ters bir hormondur ve saçlarınıza bakış açınızı tamamıyla değiştirebilecek yan etkiler gösterebilir. Kadınların bu beyin yapısı sayesinde beyinleri daha az ısınıp daha çabuk soğuyabilme yeteneğine sahiptir diyebiliriz. Ancak bu bir erkeğin bir kadından yaratılışta daha akıllı olduğu anlamına gelmez. Çünkü 1 kg beynin 10 gramını kullanmakla 1,5 kg beynin 10 gramını kullanmak, kapasite açısından zaten aynı şeydir. Zeka beyin ile değil beyini kullanabilmeye göre değişir.
Kısacası saç dökülmesi bir hastalık veya genetik bir çaresizlik değildir. Saç dökülmesi vücudun aldığı bir takım tedbirlerdendir. Vücudun o bölgeyi açmaya ihtiyacı var ise bunu eninde sonunda yapacaktır (www.coreklen.com). Belki de bu yüzden bugüne kadar saç dökülmesinin önüne geçilememiştir.
Bu da saç dökülmesinin farklı bir boyutuydu. Bilim şuana kadar saç dökülmesinin nasılını araştırdı. Nedenini genlere bağladı. Ancak gözden kaçan kadınlarda neden dökülmediği ve erkeklerde dökülmenin ensede ve kulak üstünde neden gerçekleşmediğiydi.
Şüphesiz bu teorinin, bir grup kelin bir araya getirildiği ayrıntılı bir bilimsel çalışmaya ihtiyacı vardır.
Namaz Abdest |
Ufak bir hesap yapacak olursak bir kelin evrimini 5 senede tamamlandığı varsayılırsa ve saç dökülmesinin başlamasıyla birlikte bir insanın namaz kılmaya başladığı düşünülürse yaklaşık 27000 kere su ile kendini serinletmiş ve yaklaşık 1.000.000 kez beyne giden kan akışında artış sağlamış olur. Buda belki onun saç dökülmesini engelleyebilir veya erteleyebilir. Ancak bu niyetle kılınan namaz da "niyet ettim erkek tipi saç dökülmesi için..." gibi ilginç bir şey olabilir. Bilgilerinize önemle arz olunur...
(Bu konu ilk defa ve sadece bu sitede kaleme alınmıştır. Komik bir dille yazılmış olması bilimsellikten ve mantıktan uzak olduğunu göstermez. 2B adaylarının gülme kaslarında biraz olsun gerilme meydana getirmek için yazı sonradan yumuşatılmıştır. Kaynak gösterilmeden kopyalanması kesinlikle yasaktır. Bu düşüncenin sahiplenilmesi veya benzeri bir durumda ise bütün hukuki yollara başvurulacağı da bilinmelidir.)
49 yorum:
ya tamam genetik de sonuçta dökülürken saç "hadi by by gidiyom ben,genetiğim zaten merak etme" demiyo ki.dökülmenin evreleri var.
yapacak çoook şey var dostlar.ancak az kaldı sabredin
bu sayfayı "kadınların saçları neden dökülmez" sorusu ile buldum..
buradaki veriler çok değerli ve sağlıklı.yani ayakları yere basan veriler ve ezber bozan.
erkeklerde testesteron un 5-alfa-redüktaz enzimi aracılığıyla dihidrotestesterona (DHT) dönüşmesinin ve böylece foliküllere tutunan DHT nin yıprandırıcı etkisi ile kalınlaşan folikül çeperi...kısacası testesteron ve östrojen denilen iki hormon var her insanda.bunlardaki baskınlığa göre insan erkek/kadın olarak ayrışır.saç meselesinde bu hormonlardan testesteronun 5-alfa-reduktaz enzimi ile tangosundan doğan DHT saç düşmanıdır.ancak bu hormon erkeği bayandan ayrıştıran özellikler için vücudumuzun ürettiği gerekli bir hormondur.ancak fazlalığında prostat ve saç dökülmesi olacaktır.erkek olarak saçlarınız dökülüyorsa aslında bu harbi erkek olduğunuzu gösterir ;)
gelelim östrojen hormonuna.bu hormon bayan hormonudur aynı zamanda da her erkekte vardır.keten tohumu,havuç,ada çayı,soya kıyması/sosu hariç soyanın her formu,tahıl(buğday,susam vb.) gibi besinler östrojen açısından zengindir ve doğal yoldur.Ayrıca ısırgan otu yağı,badem yağı,çinko hapı,ginseng yağı,ozon yağı,kantaron yağı,zeytin yağı,sarımsak,soğan gibi bitkisel ürünlerde saçı dışarıdan içeriden besleyen maddelerdir.
bu sayfadaki bilgiler benimkilerle birleşince muhteşem bir bilgi kaynağı..
Allah razı olsun bu paylaşımlarınızdan.
selametle...
üzerinde bilimsel çalışma yapılması gereken gruba benide yazın.
bu arada gerçekten çok farklı bir yaklaşım. demekki sizde baya bir beyin açılımı yapmışsınız :))
Yemin ederim, bende böyle düşünüyordum. Tek fark, beynin yaydığı ısı değil de, beynin yaydığı radyasyon nedeni ile döküldüğünü düşünmüştüm. Bu açıklamanız gayet leziz bir kıvamda anlatılmış, bilimsel bir açıklamadır. Ama bu ülkede prof ünvanınız yoksa, einstein bile olsanız sizi salıncağa bile bindirmezler. Einstein demişken, en yüksek beyin radyasyonu yada ısısı yayan en muhteşem insan o olması gerekirken, neden evdeki halı gibi satçları gür. Yoksa kelliğe çare bulup, torunlarına patentini miras mı bırakmış.
Beynin yaydığı manyetik alan yada radyasyon veya üstünde durduğunuz bu enerjiye bağlı bir koruma mekanizması olabilir. Öncelikle şunu ele almamız lazım, doğada yaşayan hiç bir varlıkta olan etkiler boş yere olmamakta yani saç dökülmesi veya beyazlama bir hastalık gibi değilde bir sebebin etkisi olmalıdır.
Erkek hormonu ve kadın hormonu üzerinde araştırmam gerekiyor ikisi farklı oldukları için ürettikleri enerjide farklı olacaktır. Kanın yapısına bağlı bir enerji oluşumuda olabilir. Saçlar bir battaniye gibi sizi dış enerjiye karşı koruyabilir örneğin hava sıcak olsa bile yatarken üstünüze bir şey örtme ihtiyacı duyarsınız çünkü havadaki enerjiyi çekerek absorbe etmektedir.
Aynı etkiyi saçlar içinde düşünebilirim, örneğin ben duygulandığım zaman veya içimde güçlü bir mesaj belirdiği zaman başımdan havaya doğru yüksek bir enerji akışı hissetmekteyim ki bu enerji gerçekten somut yani deneyle ispatlanmakta.
Bakın avuç içlerimde de bu enerji var ve hissediyorum örneğin telekinezi uygulamasında kullanıyorum ve avuç içlerinde tüy bile çıkmamakta yada bundan dolayı bir sebep olabilir. Bir yeriniz ağrıdığında hemen elinizi yaraya götürmez misiniz? Bana kalırsa burada 2 netice var; içeri giren emilen ve dışa yayılan bir radyasyon türü.
Yani başın dışı ne kadar soğuk olursa olsun (ki başınız kış soğuğuna çok uzun süre maruz kalmaz çünkü buna izin vermezsiniz), beyin kendinin fazla çalıştığını ve bunun neticesinde ısınabileceğini bilebilir ve eş zamanlı olarak önlemini alabilir. Anlatmak istediğim buydu.
Bir daha çıkma teşebbüsüne gelince bir şey daha belirtmek isterim. Kelleşen kafa ile avuç içi her ne kadar birbirine benzese de kafada atomik boyuta kadar küçülmüş olsa dahi saç folikülleri durur. Buda çok ilginç mademki bir daha eskisi gibi olmayacak onlar neden halen orada bekliyorlar.
Dökülme gibi değilde sanki maksatlı bir şekilde saç tellerini küçültme ve o şekilde bekleme söz konusu.
BEYNİ KANDIRMAK MÜMKÜN MÜ?
Bir insanın yanına bitlenmiş gibi kaşınarak oturduğunuzda ve bitlendiğinizi söylediğinizde, bir müddet sonra o insan da kendisini bitlenmediği halde, kendisini parçalarcasına kaşınacaktır. Acaba, diyorum; bu etkiyi tersine kullanıp, kendi beynimize, saçlarım dökülmeyecek, dökülenler tekrar gelecek gibi etkili telkinde bulunsak ve beynimiz de bu telkine ikna olsa, yeni saç gelme ihtimali varmı? Yoksa vücut aurasını olumlu düşünerek, şifalı ve onarıcı bir aura kazanabilirmiyiz. Kolu kopan bir insanın bile, hayat boyu kopan kolun aurası durmaktadır. Yani aura resmi çekilen çolak birisi, aura resminde çolak değil, bütün olarak gözükmektedir. Hadi biraz da buna kafa yoralım.
Kenan Akkuş
Arkadaşlar evvela Allah saçlarınıza kuvvet ve bereket versin diyor ve sözlerime devam edeyim. Diyorum ki; hani şu ''kurt adam sendromu'' diye bir cilt sorunu var, sanırsam genetik bir sorun... Bu kurt adam hastalarından aşılanmış genler, kontrollü bir biçimde kafaya zerk edilirse, kafadan saç fışkırmaz mı? Bir de vücudda istenmeyen kıl ve tüylere, saçkıran aşı yada mantarı bulaştırılırsa, (e tabi yine kontrollü bir biçimde) istenmeyen tüylerden de kurtulamazmıyız. Bence bilim, bir çok hastalığa çare bulmuş fakat, bunu sömürü amacıyla gizliyor. Düşünsenize... M.Ö ki asırlarda, beyin ve göz ameliyatları yapılmış ve biz bunun 21. asırda olduğunu sanıyoruz. Halbuki cep telefonu teknolojisi de sözde telefonun icadından önce bulunmuştur. Bize yanlış ve yalanlarla dolu bilim tarihi öğretiliyor. Gelişmiş teknoloji ürünü UFO lar, bize uzaylı diye yutturmaya çalışıyorlar, daha anlatacak çok şey var ama neyse.
Ha..; bir de Sırma saçlı düşünmeyen bir cahil olmaktansa, düşünen bir kel olalım daha iyi. Kalın sağlıcakla...
ardan 5 yıl geçti şimdi eski günlere gei gidiyorum gibi saçlarım ve cildim tekrar çok yağlanmaya başladı sivilceler yavaş yavaş çıkmaya başladı saçlarım son iki ay içinde hergün nerdeyse 60-ila 70 adet arası dökülmeye başladı sanırım tekrar zoretanin kulanmam gerekiyor not:ilacın yan etkileri riskli ve fazla yan etkileri var ama elh bende bişey olmadı fazla, biraz agresiflik biraz dudak kuruması çatlaması ve tenim bembeyaz olmasıydı sadece. hatta son iki aydır solgar biotin 5000 kulanıyorum sabahlarıda aç karnına maydanozu blendre bir bardak su ve bir limon sıkarak karıştırıp suyunu içiyorum ama para etmiyor son çare zoretanin sanırım
:(
şaka gibi
Yorum için teşekkür, paylaşmak için benden önce davrandığınız içinde protesto ediyorum. :)
Lütfen soru sormadan önce, sorunuzu öncelikle arama kutusunu kullanarak araştırınız.