Mark bir solunum rahatsızlığından şikayetçi, astım. Karolinin de astımı var, krizleri genellikle geceleri geliyor. Zor nefes alarak uyanıyor ve hemen oturma pozisyonuna geçiyor. Astım nöbeti birkaç dakika sonra en uç noktasına varır. Mark nöbetler sırasında boğulur gibi oluyor, zorlukla nefes alıyor. Nefes almak yavaş ve zorken, nefes vermek daha da zorlaşıyor. Astıma özgün o mırıltılı ses nefes alırken duyulur. Solunum yollarını tıkayan koyu kıvamlı mukusu bazen öksürükle atmak mümkündür. Genellikle kısa bir süre sonra nöbet geçer. Ancak nöbet çok şiddetli ve komplikasyonlara neden olacak gibiyse acil yardıma ihtiyaç duyulur.
Astım oldukça yaygın bir rahatsızlık olup toplumun yüzde 5 ila 10’nunu etkiler. Hastalığın seyri farklı ağırlıktadır çok istisnai hallerde ölümcül olabilir. Her iki cinsiyette ve her yaşta görülen bir hastalıktır. Astımın solunumu nasıl etkilediğini anlamak için solunum sisteminin normalde nasıl çalıştığını görelim. Nefes alma sırasında hava ağız ve burun yoluyla vücuda girer ve hava yolunun başındaki yutak ve gırtlaktan geçerek akciğerlere gider. Gırtlakla birleşen soluk borusu sağa ve sola dallanarak iki ana bronşu oluşturur. Bronşlar dallara ayrılmayı sürdürerek kılcal damarlarla dolu ve oksijen, karbondioksit alışverişinin yapıldığı küçük hava kesecikleriyle sonlanırlar.
Havadaki oksijen kılcal damarlar aracılığıyla kan dolaşımına verilir, karbondioksit ise soluk verirken vücudumuzdan atılır. Akciğerler bu sürece uygun olarak dakikada yaklaşık 12 kere şişip inerler ve oksijenin hücrelere gitmesini sağlayıp, atık madde olan karbondioksiti vücuttan atarlar.
Astım nöbetlerinin çoğu bronş tiplerinin kasılması sırasında olur. Bu onların fonksiyonlarını etkileyen üç nedenden olabilir.
Bu değişiklerin her biri havanın akışını zorlaştırarak astım nöbetine neden olurlar. Astımın özelliklerinden biri şiddetinin ve sonuçlarının bünyeler itibariyle büyük değişiklikler göstermesidir. Bazı bünyelerde solunum yolları en ufak bir etmenden ile etkilenir. Bazılarındaysa hassasiyet daha azdır. Nöbetlerin şiddeti dört kategoriye ayrılmıştır.
Çoğu kez alerjik cisimlere karşı aşırı bir hassasiyettir astımın nedeni. Alerji başkalarına zarar vermeyen yabancı maddelere karşı vücudun gösterdiği aşırı duyarlılık tepkisidir. Alerji yapan maddelere alerjen denir ve özellikle bazı bitkiler, hayvanlar, besinler ve ilaçlar alerji nedenidir. Alerjik tepkinin bu maddelerin toksik etkileri ile ilgisi olmadığı için bunlara karşı her bünyenin tepkisi farklıdır. Tepki gösteren bünyeler sadece o maddeye alerjisi olanlardır.
Alerjik kişinin bünyesi immün globulin denilen özel bir antikor üretir. Alerji yapan maddeyle bu antikorlar karşılaşınca vücut büyük miktarlarda histamin ve serotonin salgılar. Buda alerjik reaksiyon ve astım nöbetini başlatır. Alerjik tepki yukarda belirtiler dört tepkiden herhangi birini harekete geçirebilir.
Solunum yoluyla geçen alerji çocuklarda toplam alerji türlerinin yüzde 80’ini, büyüklerde yüzde 50’sini oluşturur. Toz bitleri çamur ve toprakta ürerler. Bir milimetrenin dörtte biri büyüklüğündeki bu ufacık böcekler, tüy, saç ve hayvan dışkısında da üreyebilmektedirler. Solunum yoluyla alınan bir başka alerji unsuru da bazı bitkilerden dökülen polenlerdir. Bir başka alerjik madde grubu da besinlerdir. Özellikle süt, yumurta, fındık ve balığa alerjik olan birçok bünye vardır.
Yetişkinler arasında yüzde 5 ila 10’luk bir grup besinlere eklenen bazı katkı maddelerine karşı alerjiktir. Sigara içmek astımın bir nedeni olmamakla beraber çoğu bünyede astım nöbetine davetiye çıkarır. Son zamanlarda yapılan bir istatistikte haşere ilaçları, temizlik malzemeleri, yağlı boya, gaz hatta parfüm gibi ağır kokuların astımlıların yüzde 95’ine dokunduğunu göstermiştir.
Özellikle çocuklarda astım nöbetlerini en çok etkisi olan durum soğuk alma, grip, bronşit gibi solunum yolunu etkileyen rahatsızlıklardır. Hava sıcaklığının da astımlıları farklı şekilde etkilediği bilinmektedir. Ne var ki bazıları sıcak, rutubetli iklimlerde fenalaşırken bazıları tam tersine soğuk havaya karşı hassastırlar. Soğuk havanın mukozayı kurutması bunun sonucu olarak hırıltı ve öksürüğün oluşması, astım nöbeti için ideal bir ortam sayılabilir. Astımlılar bu nedenle soğuk havalarda uzun süre açık havada kalmamalıdır.
Astımı diğer solunum rahatsızlıklarından ayırt etmek bazen oldukça güçtür. Hele ciddiyet derecesini saptamak krizlere şahit olarak ve hasta hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olduktan sonra ancak mümkün olabilir. Bunun için hekimin bazı testler yapması gerekir. Astımın en belirgin emareleri hırıltı, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi, öksürük ve balgam çıkarmadır. Hastalığın ağırlık derecesi bu belirtilerin hangi şartlar altında ortaya çıktığı ve sıklık derecesi ile anlaşılabilir.
Örneğin:
Hırıltılı nefes alma astımın karakteristik belirtilerinden biri olmakla beraber bu durum teşhisi kesinleştirmek için geçerli sayılamaz. Bunun için diğer belirtilerin varlığı da aranmalıdır.
Solunum yolunun tıkanıklık durumunu ölçmek ve hastanın tedaviye cevap verme durumunu tespit etmek için spirometre denilen özel bir aygıt kullanılır. Bu alet bir saniyede üflenen maksimum havayı bir başka ifadeyle ciğerlerden dışarı atılan maksimum hava miktarını ölçer.
Eğer astımın nedeninin alerji olduğu anlaşılırsa hastaya deri üzerinden bir test yapılarak hangi madde ciltte kızarıklık meydana getiriyorsa alerji nedeninin o grup maddelerden olduğu anlaşılır. Bu takdirde hastalar olabildiğince o maddelerle temas ettirilmez. Hekim hastaya bazı ilaçlar dahil hangi maddelerden uzak durması gerektiğinin bir listesini yapar.
Ne var ki koruyucu hekimlik yoluyla astımı kontrol altına almak mümkün olmayabilir. Bu nedenle ilaç tedavisi yoluna da gidilmelidir. Solunum yoluna çekilerek kullanılan ilaçların tercih edilmesinin nedeni etkilerinin daha hızlı ve yan etkilerinin olmamasıdır. Hasta nebulizatörü nasıl kullanacağını çok iyi bilmelidir ki, bu yolla yeterince etkili bir sonuç alınabilsin.
Son yıllarda astımlıların sayısında belirgin bir artış olmakla beraber tedavi yöntemlerinde de ciddi yöntemler elde edilmiştir. Ama tedavi yolunda arzulanan sonucun alınması, büyük çapta hastanın kendi alacağı önlemlere ve doktor önerilerine özenle uymasına bağlıdır. İster çocuk ister büyük olsun astım hastalarının eskiye oranla normal yaşamlarını daha rahat sürdürdükleri bir gerçektir.
Astım |
Havadaki oksijen kılcal damarlar aracılığıyla kan dolaşımına verilir, karbondioksit ise soluk verirken vücudumuzdan atılır. Akciğerler bu sürece uygun olarak dakikada yaklaşık 12 kere şişip inerler ve oksijenin hücrelere gitmesini sağlayıp, atık madde olan karbondioksiti vücuttan atarlar.
Astım nöbetlerinin çoğu bronş tiplerinin kasılması sırasında olur. Bu onların fonksiyonlarını etkileyen üç nedenden olabilir.
- Bronşların iç cidarı olağan üstü şişip kızarabilir.
- Mukus salgısı çok artarak hava yolunu tıkayabilir.
- Hava yolunun etrafındaki lifli kaslar kasılarak bir bronkospazma neden olabilir.
Bu değişiklerin her biri havanın akışını zorlaştırarak astım nöbetine neden olurlar. Astımın özelliklerinden biri şiddetinin ve sonuçlarının bünyeler itibariyle büyük değişiklikler göstermesidir. Bazı bünyelerde solunum yolları en ufak bir etmenden ile etkilenir. Bazılarındaysa hassasiyet daha azdır. Nöbetlerin şiddeti dört kategoriye ayrılmıştır.
- Birinci kategoride durum kontrol altındadır.
- Orta şiddetteki ikinci kategoride belirtiler tam olarak kontrol edilemez. Bronkospazm yada bir iltihaplanma sonucu oluşan nöbetler sık olabilir ama çok ciddi değildir. Nöbet başlayınca hasta nefessiz kaldığını hisseder, boğazını bir kemer sıkıyormuş gibi olur. Kısa kısa soluk alır, hırıltı ve öksürük başlar. Her ne kadar belirtiler rahatsızlık vericiyse de şiddetli ve kronik bir nitelik taşımaz.
- Astımın üçüncü derecesinde nefes darlığı sıklaşır, hatta her gün tekrarlamaya başlar. Genellikle geceleri uykudayken tekrarlamaya başlar ve hastayı uyandırır. Sıkıntı günlük yaşamını etkileyecek boyuttadır ve ufak bir yorgunluk bile nöbetin tekrarına neden olabilir.
- Dördüncü derece son derece ciddidir. Nabız yükselir, terleme başlar, nefes darlığı konuşmayı zorlaştırır ve oksijen yetersizliğinden deri maviye yakın bir renk alır.
Astım nöbetini ne tetikler ?
Astım Nedeni |
Alerjik kişinin bünyesi immün globulin denilen özel bir antikor üretir. Alerji yapan maddeyle bu antikorlar karşılaşınca vücut büyük miktarlarda histamin ve serotonin salgılar. Buda alerjik reaksiyon ve astım nöbetini başlatır. Alerjik tepki yukarda belirtiler dört tepkiden herhangi birini harekete geçirebilir.
Solunum yoluyla geçen alerji çocuklarda toplam alerji türlerinin yüzde 80’ini, büyüklerde yüzde 50’sini oluşturur. Toz bitleri çamur ve toprakta ürerler. Bir milimetrenin dörtte biri büyüklüğündeki bu ufacık böcekler, tüy, saç ve hayvan dışkısında da üreyebilmektedirler. Solunum yoluyla alınan bir başka alerji unsuru da bazı bitkilerden dökülen polenlerdir. Bir başka alerjik madde grubu da besinlerdir. Özellikle süt, yumurta, fındık ve balığa alerjik olan birçok bünye vardır.
Yetişkinler arasında yüzde 5 ila 10’luk bir grup besinlere eklenen bazı katkı maddelerine karşı alerjiktir. Sigara içmek astımın bir nedeni olmamakla beraber çoğu bünyede astım nöbetine davetiye çıkarır. Son zamanlarda yapılan bir istatistikte haşere ilaçları, temizlik malzemeleri, yağlı boya, gaz hatta parfüm gibi ağır kokuların astımlıların yüzde 95’ine dokunduğunu göstermiştir.
Özellikle çocuklarda astım nöbetlerini en çok etkisi olan durum soğuk alma, grip, bronşit gibi solunum yolunu etkileyen rahatsızlıklardır. Hava sıcaklığının da astımlıları farklı şekilde etkilediği bilinmektedir. Ne var ki bazıları sıcak, rutubetli iklimlerde fenalaşırken bazıları tam tersine soğuk havaya karşı hassastırlar. Soğuk havanın mukozayı kurutması bunun sonucu olarak hırıltı ve öksürüğün oluşması, astım nöbeti için ideal bir ortam sayılabilir. Astımlılar bu nedenle soğuk havalarda uzun süre açık havada kalmamalıdır.
Astıma nasıl teşhis konur?
Astımı diğer solunum rahatsızlıklarından ayırt etmek bazen oldukça güçtür. Hele ciddiyet derecesini saptamak krizlere şahit olarak ve hasta hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olduktan sonra ancak mümkün olabilir. Bunun için hekimin bazı testler yapması gerekir. Astımın en belirgin emareleri hırıltı, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi, öksürük ve balgam çıkarmadır. Hastalığın ağırlık derecesi bu belirtilerin hangi şartlar altında ortaya çıktığı ve sıklık derecesi ile anlaşılabilir.
Örneğin:
- Gecelerde mi, sabah erken saatlerde mi oluyor?
- Soğuk havamı yoksa fiziki yorgunluk mu etkiliyor?
- Yoksa alerjen maddelerle temas sonucumu ortaya çıkıyor?
Hırıltılı nefes alma astımın karakteristik belirtilerinden biri olmakla beraber bu durum teşhisi kesinleştirmek için geçerli sayılamaz. Bunun için diğer belirtilerin varlığı da aranmalıdır.
Solunum yolunun tıkanıklık durumunu ölçmek ve hastanın tedaviye cevap verme durumunu tespit etmek için spirometre denilen özel bir aygıt kullanılır. Bu alet bir saniyede üflenen maksimum havayı bir başka ifadeyle ciğerlerden dışarı atılan maksimum hava miktarını ölçer.
Eğer astımın nedeninin alerji olduğu anlaşılırsa hastaya deri üzerinden bir test yapılarak hangi madde ciltte kızarıklık meydana getiriyorsa alerji nedeninin o grup maddelerden olduğu anlaşılır. Bu takdirde hastalar olabildiğince o maddelerle temas ettirilmez. Hekim hastaya bazı ilaçlar dahil hangi maddelerden uzak durması gerektiğinin bir listesini yapar.
Ne var ki koruyucu hekimlik yoluyla astımı kontrol altına almak mümkün olmayabilir. Bu nedenle ilaç tedavisi yoluna da gidilmelidir. Solunum yoluna çekilerek kullanılan ilaçların tercih edilmesinin nedeni etkilerinin daha hızlı ve yan etkilerinin olmamasıdır. Hasta nebulizatörü nasıl kullanacağını çok iyi bilmelidir ki, bu yolla yeterince etkili bir sonuç alınabilsin.
Son yıllarda astımlıların sayısında belirgin bir artış olmakla beraber tedavi yöntemlerinde de ciddi yöntemler elde edilmiştir. Ama tedavi yolunda arzulanan sonucun alınması, büyük çapta hastanın kendi alacağı önlemlere ve doktor önerilerine özenle uymasına bağlıdır. İster çocuk ister büyük olsun astım hastalarının eskiye oranla normal yaşamlarını daha rahat sürdürdükleri bir gerçektir.
7 yorum:
veya yağını kullansam nasıl önerirsiniz?aynı etkıyı yaparmı?
cevabınızı beklıyorum.
Günlük doz yazısındaki miktarı günlük olarak öğütüp bal veya pekmez ile tadlandırarak tüketmesini sağlayabilirsiniz. Yağından çok tohumunu kullanmanızı öneririm.
Lütfen soru sormadan önce, sorunuzu öncelikle arama kutusunu kullanarak araştırınız.