Mikroskop altında insan derisi |
Deri vücudu dış dünyanın etkilerinden korur. Hem ısınmamızı hem serinlememizi sağlar. Vücudun hastalıklara karşı korunmasının öncü gücü olan deri sürekli olarak kendini yeniler. Şiddetli bir yanık sonucu deri vücudumuzu kısmen de olsa örtmezse su kaybı nedeniyle ateşimiz normalin altına düşer. Bir yangında ciddi bir şekilde yanan bir kişinin ölüm nedeni soğuktur. Ayrıca derideki bir yanık her türlü enfeksiyona çıkarılmış bir davetiyedir.Deri sadece vücudumuz için bir örtü değil ayrıca sahip olduğumuz en geniş yekpare duyu organımızdır. Hepimiz derimizin duyu hissinden yararlanarak hareketlerimizi düzenleriz.
Derinin yapısı ve Katmanları |
Üst derinin her iki tarafı da su geçirmez bir yapıya sahiptir. Dışarıdan vücuda ve vücuttan dışarıya su geçirmez. Oldukça dayanıklı ama yinede yumuşaktır. Vücudu güneşin ultraviyole ışınlarından korur. Hücrelerin önemli bir kısmı ölüdür. Alt deriyle temas halinde olan kana yakın kısımları canlı hücreler tabakasıdır. Bu hücreler bölünerek çoğalır ve yeni hücreler eskilerini yukarı iterek alt deriden uzaklaştırırlar. Üst deri hücreleri yassılaşarak hücre niteliklerini kaybetmeye başlar ve keratin adını verdiğimiz sert bir maddeye dönüşürler. Kanın besleyiciliğinden giderek uzak kalıp ölen bu hücreleri keratin bir arada tutar.
Üst derinin kesitine yakından bakınca sağlamlığının nerden kaynaklandığını anlarız. Birbirinin içine girmiş karmaşık bir yapısı vardır. Her bir katman bir diğerine sıkı sıkıya bağlıdır. Ama bir katmanın zarar görmesi diğerlerini etkilemez. Zaten fark etmesek de derimizin bir kısmı sürekli bir şekilde dökülmektedir. Özellikle sert satıhlara sürttüğümüzde bu artar. Bu şekilde kaybolan parçaların yerini almak için üst derinin en altında kalan hücreler durmadan yeni hücre üretir.
Üst derinin en dibinde yaşayan başka bir hücre melanin denen koyu bir pigment, renk maddesi üretir. İnsan derisinin rengi tam beyazdan simsiyaha giden bir renk yelpazesi içindedir. Ama insanların çoğu esmerdir. Deriye renk veren unsur kan ve melanindir. Üst deri hücresine depo edilen melanin deriyi güneş ışınlarına karşı korur. Güneşte duranlar bu nedenle bronzlaşır. İster açık ister koyu tenli olsun hemen hemen herkesin vücudundaki melanin üreten hücre sayısı aynıdır. Vücuttan vücuda değişen sadece üretilen melanin miktarıdır.
İnsanlarda derilerinin melanin miktarını arttırma eğilimi vardır. Bronzlaşmış bir cilt göze hoş gelebilir ama bunun uğruna uzun süre güneşte kalmanın tehlikeleri de gözden uzak tutulmamalıdır. Tehlikelerden biri derinin fazla yanmasıdır. Melanin üretimi belirli bir zaman alır. Eğer deriye melanin üretimi için yeterli zaman verilmezse güneşin ultraviyole ışınları cildimizi istediğimizden fazla yakacaktır. İyi bir güneş yağı kullanmak güneş yanığına karşı iyi bir önlemdir. Açık tenli insanların güneşte fazla kalmaları daha da sakıncalıdır.
Cildin fazla uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmasının esas ve ciddi tehlikesi kanserdir. Özellikle açık renk tenli insanların uzun yıllar kuvvetli güneş altında kalmaları deri hücrelerinin kontrol dışında çoğalması olan deri kanseri hastalığına yol açabilir. Uzun süre güneş banyosu yapmak sağlığımızı tehlikeye atmak demektir.
Aslında ölçülü olmak kaydıyla güneş ışınları vücut için elbette ki yararlıdır. Kemiklerimizi geliştiren D vitamini üretiminin artmasında güneş ışınlarının büyük katkısı vardır. Üst derinin vücudu bir zırh gibi kapladığını biliyoruz. Derinin yandan kesitine bakınca üst deri ile alt deri arasındaki sınırın sıradağlar ve ovalardan örülmüş gibi bir görüntüsü var. Bu engebeler iki katmanın birbiri üzerinden kaymasını ve ayrılmasını engeller.
Alt deri üst deriden daha kalındır. Kan damarları, lenfler, kıl bezcikleri, kaslar ve sinir uçları alt deridedir. Alt derideki sinirler vücuttan dış dünyaya açılan pencereler gibidir. Deri yaşadığımız ortamın şartlarını sürekli olarak kontrol eden vücudumuzun en geniş ve önemli organıdır. Kulaktan burundan hatta gözden bile önemlidir. Diğer duyu organlarımız olmadan yaşayabiliriz ama dokunma, sıcak soğuk acı gibi duygulardan yoksunken yaşamak imkansızdır.
Deride Damar Daralması |
Vücudu serinleten bir başka mekanizmada terdir. İnsan derisi birçok delik ile doludur. Bunlara gözenek denir. Gözenekler ter bezlerinin bulunduğu alt deriye kadar uzanırlar. Bezler kandan aldıkları suyu bu gözeneklerden geçirerek vücudun dışına atarlar. Sıvı buharlaşınca yakınındaki alanı serinletir. Terde buharlaşarak derinin o kısmını kısmen de olsa serinletmek için derimizin üzerine çıkar. Rutubetli havalarda daha fazla terliyor görünmemizin nedeni rutubetli bir ortamın buharlaşmaya fazla uygun olmamasıdır.
Deri soğuk havada da vücudun sıcaklığını koruyan organdır. Ter bezleri çalışmalarını yavaşlatır kan damarları daralır. Üşüdüğümüz zaman tüylerimizin ürpermesinin nedeni kıl diplerindeki kasların gerilmesidir. Bunun insanların soğuktan korunması için bir faydası yoksa da tüylü hayvanlarda vücut ısısını korumak bakımından yararı vardır. İnsan derisinin vücut ısısını koruma yöntemi hayvanlardan farklıdır. Örneğin köpekler terlemez. Soluma yoluyla ısı kaybedip, kürkleri sayesinde soğuktan korunurlar.
İnsanlar tüylü gibi görünmezler. Ama aslında vücutlarının her tarafı kıl ile kaplıdır. Saçlarımız bizi güneşten korur, kaşlarımız terlediğimizde terin gözümüze kaçmasını önler. Kirpiklerimizin görevi ise göze kaçabilecek yapancı cisimlerin önünü perdelemektir. Bunun dışında vücudumuzdaki tüylerin ciddi bir fonksiyonu yoktur. Saça yakından bakıldığında onunda oldukça karmaşık bir yapısı olduğunu ve katmanlardan oluştuğunu görürüz.
Kıl deriden üremiş bir parçadır. Deri üstünün ölü hücreleri gibi kılda keratinden oluşmuştur. Kıllar bu bezciğin en dibinde bitmeye başlarlar. Yeni çıkanlar eskileri yukarı iterek kılın uzamasına neden olur. Kıl bezciklerinin devirli bir yaşamı vardır. Bu nedenle kıl belirli bir süre uzar sonunda bezcik uykuya dalar. Tüy dibinde lifli bir kök meydana getirir. Kıl bezciğinin uykusu 90 gün kadar sürer ve sonunda yeni bir kıl yapmaya başlar. Bu kılda eskisini yukarı doğru iterek kendisine yol açar.
Başımızdaki saçlarda kıllar gibi devreler halinde büyür. Ne var ki saçın uzamasının bir sınırı yoktur. İnsan derisinin özelliklerinden biride yağ bezleridir. Bu bezlerin salgıladığı yağ kılın ve saçların dış tarafını yağlandırır. Faydası tam olarak bilinmemekle beraber tüm canlılar içinde insanoğlu bu tip yağ bezi en çok olan canlıdır. Bu bezler özellikle ergenlik yaşlarında genişleyerek yüzde ve vücudun muhtelif yerlerinde iltihaplar oluştururlar. Tam olarak bilinmeyen bir nedenle bu bölgedeki deri kapanır bazen de patlar. Sivilcenin oluşmasının nedeni akyuvarların bu bölgedeki iltihaplanmayla mücadele için oraya toplanmasıdır.
Tırnağın yapısı |
İnsan derisinin özelliklerinden biride değişik fonksiyonlu bezlere sahip olmasıdır. Biraz önce görevi vücudumuzu serinletmek olan ter bezlerini gördük. Bir diğer bez ise faydası olmayan bir bezdir. Görevi vücut kokusu yaymaktır. Büyük kısmı koltuk altlarındadır. Salgılarını kılların köküne bırakırlar ve koku bu yolla derinin üstüne çıkar. Aslında bu salgının derinin üstüne ilk çıktığında bir kokusu yoktur. Koku, salgının derideki bakteriler ile birleşmesinden oluşur. Hayvanlarda birbirlerini tanımaya ve cinsel arzulanma dönemini saptamaya yarayan koku, insan vücuduna bir yararı olmayıp aksine insanın yok etmek için uğraştığı bir nitelik taşır.
Koltuk altlarında yabancı organizmaların yaşadığını öğrenmek hoş görülmez ama aslında hepimizin vücudu tepeden tırnağa gözle görülmeyen bakteri ve yabancı organizmalarla kaplıdır. Bunların çoğu bir sorun oluşturmaz ama bazıları siğil ve mantar oluşumuna neden olurlar. Ayrıca derinin açık bir yerinden girerek bazı hastalıklara da neden olabilirler.
Normal hallerde deri vücudumuzu dışarıdan gelen tehlikelere karşı korur. Terleme bakterilerin gözeneklerden girmesini güçleştirir. Buna rağmen eğer bir mikrop deriden girmeyi başarırsa bu kez akyuvarlar mücadeleye katılırlar. Derimizin gücünü onu daima temiz tutarak attırabilir ve yıkayarak yabancı unsurlardan temizleriz. Deriyi korumak için üretilen binlerce kozmetik ürün ve bunlar için harcanan milyonlarca paraya rağmen derinin sağlıklı tutulmasının en etkin ve güvenilir yolu su ve sabundur. Özellikle derinin birçok değişiklik geçirip sivilcelere açık olduğu ergenlik döneminde deriyi keseleyerek değil sadece su ve sabunla yıkayarak temiz tutmalıyız.
Deri insanın yaşamı süresince değişikliklere uğrar. Çocukluk yıllarında yumuşak ve esnektir. Bu ergenlik dönemine kadar böyle devam eder. Ergenlik yaşlarında değişiklikler başlar. Vücudun belirgin yerlerinde kıllanmalar hızlanır. Yağ ve koku bezleri daha hızlı çalışmaya, deri sertleşmeye başlar. Olgunluk yaşlarında derideki gelişmelerde bir durgunluk görülür. Yıllar geçtikçe derideki yaralar ve izler çoğalır. Deri daha kuru ve daha az dayanıklı hale gelir. Özellikle yaşamlarını güneş altında geçirmiş ince derili insanlarda kırışıklıklar belirir. Çok yaşlı insanlarda derinin altındaki yağ tabakası zamanla yok olur ve deri sarkmaya başlar.
Deri uzun yıllar koruduğu vücudun yaşamından ciddi izler taşır ve bir manada o yaşamı açığa vurur.
14 yorum:
Günlük 2 gram hergün çiğneyerek tüket. Düzenli olarak devam edersen fayda bulacağını düşünüyorum. Geçmiş olsun dileklerimle..
Lütfen soru sormadan önce, sorunuzu öncelikle arama kutusunu kullanarak araştırınız.