Solunum Sistemi |
Yaşadığımız gezegenin özelliklerinin başında oksijeni bol bir atmosfere sahip olması gelir. Bir oksijen atomu ikinci bir oksijen atomu ile birleşerek saf oksijeni yani O2’yi oluşturur. Atmosferin 1/5 i oksijendir. Kimyasal bakımdan O2 hemen hemen bütün elementlerle birleşebilecek kadar aktif bir yapıya sahiptir. Karbonun oksijen ile yanmasında olduğu gibi karbon ile birleşme karbondioksit gazı ve enerji üretir.
Yanan bir kibritte bu enerji çabuk tükenirken, canlıların vücudunda ise bu enerji yavaş tükenir. Örneğin alevin ömrü kibritten aldığı karbon ve havadan aldığı oksijen miktarına bağlıdır. Karbondioksit yanma sonucu geride kalan atıktır ve aleve bir faydası yoktur. Aynı durum canlılar içinde söz konusudur. İnsanlar karbonu yedikleri besinin şeker moleküllerinden elde ederler. Bu karbon vücuda nefes alma yoluyla giren oksijen ile karışıp karbondioksit olarak vücuttan atılır. Bu işleme solunum denir.
Etrafımızda yaşayan hayvanlar ve bitkilerin her biri oksijen ihtiyaçlarını kendilerine has yöntemler ile giderirler. Suda, denizde, okyanuslarda da oksijen vardır. Deniz hayvanları ve bitkileri de sudaki oksijen sayesinde yaşamlarını sürdürebilirler. Bazı tek hücreli canlıların solunum şekli son derece basittir. Oksijen alırken hiçbir güç sarf etmelerine gerek yoktur. Zardan oluşan vücut yapıları oksijenin geçmesine uygundur. O2 hücrenin içinde yakılır. Sudaki O2 daima hücredekinden fazladır. Ve oksijen dengeyi korumak için hücreye girmeye devam eder. Bunun nedeni oksijenin her yerde aynı yoğunluğu tutturabilmek için yoğunluğu çok yerden yoğunluğu az yere akma eğilimidir.
Burun Boşluğu (Sinüs) |
Bu zar hava ile giren yabancı cisimleri üzerinde toplar ve havayı nemlendiren yapışkan ince bir mukoza salgılar. Mukozanın tüylü bir halı üzerinde dalgalanırmış gibi gırtlağa doğru hareket eden ve üzerine yabancı cisimleri alan kısmı buradan sindirim sistemine taşınır.
Gırtlak (Larenks) |
Yutağın alt kısmının iki görevi vardır. Buradan hem hava hem besinler geçer. Bu yol ilerde ikiye ayrılır. Besinler yemek borusuna giderken hava gırtlağa ilerler. Yanlışlıkla yemek borusuna kaçan havayı mide ağızdan gaz çıkarmak yoluyla geri yollayacaktır. Oysa eğer besin yanlışlıkla gırtlağa kaçarsa bunun tehlikeli sonuçları olabilir.
Gırtlak Kapağı (Epiglot) |
Ses Telleri |
Nefes Borusu (Trakea) |
Hava Keseciğindeki Makrofaj (Akyuvar) |
Burun veya ağızdan alınan havanın akciğerlere gelinceye kadar ısı ve nem oranı artar. Vücut bu yolla havanın hava keseciğine girmesini kolaylaştırır. Hava keseciklerinin duvarları ince ıslak bir tabakayla kaplıdır. Akciğerlerimizde yaklaşık 750 milyon hava kesesi vardır. Ufacık hava kesecikleri akciğere bir sünger görüntüsü verir. Akciğerin solunum zarını oluşturan hava keseciklerinin yüzeyi yaklaşık 85 m2’lik bir alan kaplar. Buysa vücuttaki yüz milyonlarca hücrenin beslenmesi için gerekli olan oksijenin ve karbondioksitin kaynaşması için elbette ki yeterli bir alandır.
Akciğerde bronşlarla kan damarları iç içe örülmüş bir ağ gibidir. Kan damarları vücudumuzun her tarafına yayılmıştır. Bütün damarlar sonunda kanın vücuda pompalandığı hayati organımız kalpte buluşur. Oksijenin vücuda taşınması görevini kandaki alyuvarlar yapar. Alyuvarlar oksijeni herhangi bir sıvının taşıyabileceğinden daha çok ve daha hızlı taşır. Vücutta kanın katı maddesini oluşturan 25 trilyon alyuvar vardır. Kanın sıvı maddesine plazma denir.
Nefes Alışverişi |
Otomatik solunum sistemimizi istediğimiz anda nefesimizi tutarak kendi arzumuzla da durdurabiliriz. Ama bu çok uzun sürmez. Vücudumuz uzun süre oksijensiz kalmaya dayanıklı değildir. Bazıları nefeslerini 4 dakikaya kadar tutabilirler. Bir çoğumuz için bu süre 1 dakika civarındadır.
Hıçkırmak
Hıçkırmak |
Öksürmek
Öksürme bir başka otonom fonksiyondur. Ama bilinçli bir şekilde de yapılabilir. Boğazın temizlenmesi bilinçli hafif bir öksürük ile olur. Bu tür öksürüğün sosyal bir kullanım yeri de vardır. Örneğin birinin dikkatini çekmek için yada konuşmaya başlamadan önce bir alışkanlık olarak bilinçli hafif öksürüğe de sık sık rastlanır. Bilinç dışı otonom sinir sisteminin neden olduğu öksürük solunum yolunun alt kısmında oluşur. Maksadı bir maddeyi yada birikmiş mukozayı akciğerden ve solunum yolunun alt kısmından dışarı atmaktır. Kirli havanın ve özellikle sigaranın içeri çekilmesi sık rastlanan sebeplerdendir. Sigara içmekte öksürüğe sebep olur.
Hapşırmak
Solunum yolunun üst bölümünde ve özellikle burun boşluğunda da bazı normal solunum dışı reaksiyonlar oluşabilir. Burun boşluğu ve geniz tıkandığında yada tahriş olduğunda hapşırırız. Burun akması ve burun çekmekte burun boşluğunun enfekte yada tahriş olması sonucudur.
Esnemek
Esnemek |
Akciğer Hava Keseciklerinin Toplam Alanı |
Hava yoluyla vücuda giren kir ve bakterileri vücuda sokmamak ve onları dışarı atmak konusunda mukozanın rolünü görmüştük. Ayrıca makrofaj dediğimiz bir akyuvarda bizi hastalıklara karşı korur. Ancak akciğerlerimizin soğuk alma, yada kirli hava gibi dış etmenlerin sebep olacağı hastalıklardan korunma konusunda alınması gereken ilk önlem sağ duyuyla hareket ederek soğuk havalarda iyi giyinmek ve kirli hava ve özellikle sigara ile olabildiğince az temas etmektir.
Mukoza ve makrofajların mücadele etmekte en güçlük çektikleri şey sigara dumanıdır. Duman burun boşluğundan değil de kestirme yollu ağızdan girdiği için beraberinde gelen kir ve bakterilerle mücadele sadece kolay bir şekilde tahriş olup iltihaplanmaya açık olan mukozaya kalmaktadır. Kirli hava, hava keseciklerine vardığında makrofajlar görevlerinin arttığı bilinciyle çoğalırlar. Ama sigara içme devam ettiği sürece bu kaybedilmiş bir savaştır. Mukoza parçalanır, kıllı hücreler ölür ve yerlerini düz satıhlı hücreler alır. Atıklar ile yüklü mukoza topaklarla bir araya gelir. Yerçekimi bu topakları akciğerin derinliklerine çekerek hava girişini engeller. Bu da sigara içenin öksürmesine yol açar.
Akciğer Kapasitesinin Yarıya Düşmesi |
Sigara alışkanlığı ne kadar erken bırakılırsa o kadar iyidir. Makrofajlar yüklerinin üzerinde bir savaşa sürüklenmezler. Öksürük giderek yok olur. Ama tabi solunum sistemi ilk günkü haline gelmez. Bu nedenle en doğrusu sigara alışkanlığına hiç kapılmamaktır.
Unutmayın solunum sistemimiz dış dünyanın oksijeniyle buna ihtiyacı olan hücrelerimiz arasında bir geçiş yoludur. Bu yola iyi bakmaz ve ona zarar verirsek sağlıklı yaşama şansımızı kendi ellerimizle yok etmiş oluruz.
Hiç yorum yok:
Lütfen soru sormadan önce, sorunuzu öncelikle arama kutusunu kullanarak araştırınız.