Osteoporoz, Kalça, Omur ve Bileklerde Kemik Erimesi |
Kemik mekanizmasında ki bir bozukluk nedeniyle kemik yapımı normalde olsa kemik yıkımının artması sonucu sıklıkla omuzlar, kalça kemikleri ve uzun kemiklerin süngersi bölümleri etkilenir. Kemikler her an kırılabilir derecede zayıflar osteoporoz omurga eğrilikleri ve kronik ağrılara da neden olabilir.
Önceleri yaşlanmanın kaçınılmaz bir sonucu olarak görülmüştür. Bugünse durdurulmasının hatta önlenmesinin bile mümkün olduğu bilinmektedir. Hastalığı daha iyi tanımak için kemiğin yapısını, oluşmasını, kendini yenileme yetisini ve kalsiyum depolama özelliğini görelim. İnsan vücudunun iskelet denen bir çatının etrafında oluştuğunu biliyoruz. Bir yetişkinin vücudu sağlam bir yapı oluşturan birbirine bağlı 206 kemikten meydana gelir. Kemik iki ana unsurdan oluşur, bunlar kemik dokusu ve minerallerdir. Kemik dokusu sert bir madde olup, protein bakımından zengin organik ve inorganik bileşenlerden oluşmuştur. Kemiğin içindeki boşlukları ilik dediğimiz yumuşak, jelatinimsi yağlı bir doku doldurur. Dış kısmı gömülü hücrelerden oluşan katı dokudur.
Yaşa Göre Kemik Yapım ve Yıkımı |
Kemik devamlı bir şekilde yenilenen dokudur ve kemik hücreleri bir yandan yıkıma uğrarken kemik yapımı sayesinde bu yıkım karşılanır. Kemik oluşumu gebeliğin üçüncü ayında başlayıp ergenliğin sonlarına doğru tamamlanıncaya kadar yapım yıkımın üzerindedir. 30 ile 35 yaşına kadar devam eden bir sonraki dönem güçlenme dönemidir. Bu dönemde kemiklerde azda olsa güçlenme devam eder ama yapım ve yıkım süreçleri giderek birbirini dengelemeye başlar. Bundan sonraki dönemde yıkım yapımdan fazla olduğu için kemiklerde zayıflama dönemi başlar.
Katı yapısına bakılarak kemiklerin cansız olduğunu düşünmek yanlıştır. Kemik canlı bir dokudur ve devamlı bir değişim halindedir. Kemikler de iki tip hücre vardır. Osteoblastlar ve osteoklastlar.
Osteoklastlar kemikte yer yer yıkıma yol açarak osteon dokusunu emerler. Bu yıkım karşısında osteoblastlar yeni dokular üreterek kemik yapımını üstlenirler. Kemiğin şekillenmesinde ki görev osteoblastlarındır. Ürettikleri protein kalsiyum içerir. Kemiğin oluşumunun yaşa göre değişik hızlarda olduğunu gördük. Doğru yapılan egzersizler kemikleri güçlendirir, hareketsizlikte ise kemik dokusunun sertliği ve direnci giderek azalır.
Kemiklerin vücudumuzda ki işlevleri nelerdir ?
Dokulara destek olmak, vücudun hareketliliğini sağlamak, iç organları korumak, kemik iliğini barındırmak, kasları ve tendonları birleştirmek olarak sayabiliriz. Bunlar kadar önemli ama görünmeyen bir işlevleri daha vardır. İskelet vücudumuzda ki kalsiyumun depolandığı yerdir. Vücuttaki kalsiyumun yüzde 99’u kemiklerde tutulmaktadır.
Kemiklerde yeterince kalsiyumun olmaması osteoporozdur. Bu sinsice ilerleyen bir hastalıktır. Öyle bir gecede ortaya çıkmaz, yaşam boyu yavaş yavaş gelişir. Osteoporoz olan biri genel de bunun farkında bile değildir. Sonra bir torba taşımak, hapşırmak bir çocuğa sarılmak gibi basit nedenlerde bir kemik kırılıverir.
Osteoporozun sağlıklı tespiti ve takibinin tek yöntemi kemik yoğunluğunu özel bir dansitometre ile ölçmektir. Kemik dansitometresi bulunmadan önce kemikler röntgen yoluyla incelenirdi. Ancak bu yöntem yüzde 40 varan bir yıkım oluştuktan sonra sonuç verebiliyordu. Oysa dansitometre ile yüzde 100 lük bir kesinlikle ölçüm yapılabilmektedir. Böylece bir yıl içinde yüzde 1 yada 2'lik bir azalma saptanabilmektedir. Doktor bu ölçümlerde gördüğü ölçümlere göre tedaviyi yönlendirir.
Peki dansitometre nasıl çalışır.
Dansitometre |
Kemik erimesinin değişik nedenleri vardır. Kemik erimesinin değişik nedenleri vardır. Bunları iki ana grupta toplayabiliriz. Genetik olanlar ve ortamla ilgili olanlar. Genetik nedenler cinsiyet, yaş, ırk, irilik ve kalıtsal nedenli hormonal değişimlerdir. En çok risk taşıyan tip cinsiyeti kadın, ırkı Kafkas, yaşı 50'yi aşmış, menopoza girmiş, ufak tefek kişilerdir. Osteoporoz erkeklerde de rastlanan bir hastalık olsa da elli yaşını aşan kadınlarda daha sık görülür. Kadınlarda menopozdan sonra oluşan hormonal değişimler sonucu yumurtalıkların östrojen üretimini kesmeleri hastalık ihtimalini arttırır.
65 yaşından sonra her üç kadından ve her altı erkekten birinde bilekte, kalçada ve omurda kemik kırılmalarına rastlanılmaktadır. Her ne kadar kemiklerde devamlı değişim ve gelişim varsa da bu süreç değişik yaşlarda ve değişik yoğunlukta olmaktadır. Menopozun ilk yıllarında östrojen üretimi gittikçe azalır ve sonunda durur. Bu durum vücudun kalsiyumu kullanma yoğunluğunu etkiler. Bu dönemde kalsiyum kadınların kemiklerine nüfuz edemez. Üstelik bu yaşlarda kemik yıkımı hızlanmış, yapımı yavaşlamış ve kemik yoğunluğu azalma eğilimine girmiştir.
Hastalığın gelişmesinde vücut iriliğinin de rolü vardır. İnce, zayıf yapılı kişilerin kemik rezervleri daha az olduğundan bu hastalığın gelişmesine daha yatkındırlar.
Genetik nedenlerin aksine ortamla ilgili nedenler kişinin yaşam tarzıyla ilgilidir. Hastalığın oluşup gelişmesine neden olan faktörler arasında yetersiz kalsiyum alınmasını, b vitamini eksikliğini, aşırı derece de alkol, kafein, protein almayı ve fiziki egzersiz eksikliğini sayabiliriz. Yaşam tarzıyla ilgili bu olumsuz nedenleri ortadan kaldırmak aslında elimizdedir.
Osteoporoz nasıl tedavi edilebilir ?
Kemik Erimesi |
Osteoporozun önüne geçilebilir. Gerekli önlemler zamanında alınırsa giderek daha az insan bu hastalıktan şikayetçi olacaktır. Unutulmamalı ki birçok yaşlı insan bu tip kırıklardan sonra tam olarak düzelememektedir. Ayrıca kırıklar sonucu yapılmak zorunda kalınan ameliyatlar uzun süren iyileşme dönemleri gerektirmekte ve bu dönem hasta ve yakınları için oldukça zahmetli geçmektedir.
Kemiklerimizi güçlendirici önlemler özellikle ilerlemiş yaşlarda sağlıklı bir vücuda sahip olmanın ilk şartlarındandır.
2 yorum:
Lütfen soru sormadan önce, sorunuzu öncelikle arama kutusunu kullanarak araştırınız.