Her şeyin fazlasında olduğu gibi yemek yemenin fazlasının da zararları vardır. Ancak bazıları bunu pek dikkate almaz bunun sonucu hazımsızlıktır. Hazımsızlık genellikle fazla endişe verici olmayan geçici bir sıkıntı verir. Ama bazen ciddi rahatsızlıkların işareti de olabilir.
Mide ekşimesinin en karakteristik belirtisi boğazda yanma duygusudur. Toplam nüfusun yüzde 5’le 7 arası kronik bir şekilde mide ekşimesinden muzdariptir. Yüzde 30’a yakın daha yaygın bir grupsa ayda en az bir kere bundan şikayetçi olur. Hastalık her yaşta karşılaşılan oldukça yaygın bir sindirim rahatsızlığıdır. Bir şeyler yediğimizde vücudumuz için gerekli olan vitaminleri, proteini, karbonhidratı, yağı, mineralleri lif ve suyu alırız. Vitaminlerin büyük kısmı ve mineraller kan dolaşımımıza herhangi bir değişime uğramadan katılırlar. Diğer besinler ise vücut tarafından kullanılmadan önce basit kimyasal maddeler ayrışır. Bu sindirim sistemimiz tarafından gerçekleştirilen bir işlemdir.
Besinler ağızda dişler tarafından çiğnenerek ufak parçalara ayrılır ve tükürükle karışır. Böylece besin ufalıp, kolay yutulacak lokma dediğimiz hale gelir. Bu lokmayı yutkunarak yemek borusundan aşağıya yollarız. Yemek borusu yukardan aşağıya doğru dalgalanarak besinin mideye yollanmasına yardımcı olur. Yemek borusundaki kasların hareketine peristaltik hareket denir. Bu hareket lokmayı mideye doğru iter. Bu otomatik hareket sayesinde yatarken hatta baş aşağı olduğumuz hallerde bile bir şeyler yiyebiliriz.
Yemek borusu yutaktan mideye uzanan 25 cm civarında bir borudur. Soluk borusuyla kalbin arkasında, omurganın önünde olup kas yapısı içindeki diyaframın içinden geçerek mideye açılır. Alt ve üst uçlarında sfinkter adı verilen büzgen kaslar yer alır. Mukoza yemek borusunu kayganlaştıran ve koruyan koyu kıvamlı mukus salgısı salgılar. Mukus fazla salgılanamadığında mukozayı tahrişten koruyamayabilir.
Yemek borusunun alt ucundaki büzgen kasın ucunda bir kapakçık vardır. Lokma geldiğinde açılarak lokmanın mideye geçmesine yol verir. Yiyecek gelince büzgen kapakçık açılır ve lokma mideye geçtikten sonra otomatik olarak kapanır. Bu tek yönlü bir geçit olup midenin asitli sıvılarının yemek borusuna kaçmasına engel olur. Bazı istisnai hallerde bu kapakçık açılarak mideden gaz ve yiyeceklerin geri dönmesine neden olur ki geğirme ve kusma halleri buna örnektir. Ama bundan sonra kapak yeniden hemen kapanır.
Yapılarına ve kimyasal kompozisyonlarına göre besinler midede 2 ila 4 saat arasında kalır. Besinlerin parçalanma işlevi mukozanın salgılarının da katkısıyla midede devam eder. Midede ki bezler günde 2 litre kadar içinde hidroklorik asit bulunan mide öz suyunu salgılar. Bu asit bir yandan besinleri parçalarken öte yandan midedeki bakterileri öldürür. Ayrıca pepsin denilen enzimin salgılanmasında etkisi vardır. Pepsin proteinlerin parçalanmasını sağlar. Mide mukozası mide yüzeyinde hidroklorik asit ve pepsinin yıkımından koruyacak mukusu üretir. Son olarak mide polipeptit yapısındaki sindirim hormonu gastrini salgılar ki, bununda diğer mide salgılamalarında rolü vardır.
Şimdi besinler ince bağırsağa geçmiştir. İlk bölüm olan 12 parmak bağırsağında sindirime yardımcı olan safra ve pankreas enzimleri vardır. Karaciğer tarafından salgılanan safra yağların sindirimini sağlar. Alkalin yapılı pankreas suları proteinlerin parçalanıp sindirilmesini işlemini tamamlar.
Yuttuğumuz lokma şimdi kimus denilen yarı hazmedilmiş bir hal almıştır. İnce bağırsağın duvarlarından salgılanan enzimlerle kimus tam olarak sindirilir. Kimüs bağırsak yoluyla kör bağırsağa geçer. Besinin yolculuğu bitmiş ve hücrelerin kullanımına hazır hale gelmiştir. Bazı hallerde organların işlevlerini yapamaması sonucu bu süreç aksar. Bunun sonucunda doğabilecek arızalardan biriside mide ekşimesidir. Mide ekşimesi mide sıvısının normal olmayan bir şekilde geri tepmesidir. Bu durumda mide usaresi geriye yemek borusuna ve zaman zamanda ağza kadar geri döner.
Lin bir süreden beri göğsünde ve boğazında bir yanmadan bahsediyor. Sırt üstü yattığında yada yere eğildiğinde ekşi bir sıvının geri tepmesinden şikayetçi. İlk başlarda bu durumu ufak hazımsızlıklar olarak almış ve fazla önem vermemiştir. Aside karşı bazı haplarla durumu idare etmiş. Ama çok geçmeden rahatsızlıkları artmış. Solumada zorluk çekmeye başlamış. Sonunda bir kalp rahatsızlığından endişe eder ve doktora gitmeye karar verir. Doktor Lin’den belirtileri anlatmasını ister ve durumuna mide ekşimesi teşhisi koyar. Bu hal çok ciddi olmayan ve çoklukla dayanılan bir durumdur. Ama bazı vakalarda bu durum fazla sık ve fazla miktarda sıvının geri tepmesi halini alabilir.
Patolojik olarak bu halin belirgin emareleri vardır. İlk olarak şiddetli bir yanma hissi duyulur. Bu midedeki gastrit kökenli rahatsızlıklardan da ileri gelebilir. Ama çoğu zaman yanma hissi mideden yukarılarda yemek borusunda hissedilir. Yanma hissini veren şey mide usaresindeki asit kökenli salgılardır. Bazı aşırı hallerde bu yanma hissi sıcak, acı bir sıvının ağza kadar ulaşmasına neden olur. Yatmak, eğilmek, geğirmek, öksürmek gibi mideyi baskı altına alan durumlarda bu geri tepme hali daha sık görülür.
Mide ekşimesi göğüste sancı ve solunum zorluklarına da neden olabilir. Teşhisi bazen zor olup akciğer iltihabıyla karıştırılma tehlikesi vardır. Normal şartlar altında vücudun direnç ve bağışıklık sistemi bu durumu zamanla düzeltir. Ancak bu bazen süreklilik gösterirse ciddi bir sorun var demektir. Midenin bilinçsizce boş bırakılması, mide kaynamasını sıklaştırıp arttırabilir. Bol yemek mide üzerinde bir baskı kuracağı için gastrit geri tepme ihtimali azalır. Boğaza, zaman zamanda ağza kadar gelen sıvı asitlide alkalinlide olabilir. En çok yemek borusu mukozasını etkiler. Ve mukozayla temas süresi ne kadar uzun olursa o kadar acı verici olur.
Mukoza dokusu besinler geçerken yemek borusunun duvarlarını korur. Yapısı asitli maddelere dirençli değildir. Mide ekşimesinin sık sık olması bu dokuyu tahriş ederek zamanla başka komplikasyonlara da neden olabilir.
Lin’in doktoru şikayetlerini dinleyip mukoza dokusunun durumunu tespit eden bazı testler yaptıktan sonra tanısını koyar ve ona ilaç tedavisi verir. Tedavinin dozu şikayetlerin şiddet ve mukozanın tahriş olma derecesine göre saptanır. Öncelikle koruyucu nitelikte genel sağlık önerileri ve beslenme alışkanlıklarında iyileştirici önlemler alınır. Bazı bünyeler için bu yöntemler yeterli olacaktır.
Yemek borusunun alt ucundaki sfinkteri zayıflatan unsurlardan kaçınmak için yağlı besinler, kahve, alkol, nane, çikolata ile astıma ve anjine karşı verilen bazı ilaçların sfinkter üzerinde olumsuz etkileri dikkate alınmalıdır. Mide ve sindirim sistemine baskı yapan fazla kilolardan kurtulmakta durumu düzeltebilir. Dar ve beli sıkan elbiseler giymemek ve mideyi tazyikte bırakan eğilmek gibi hareketlerden kaçınmak şikayetleri azaltacak önlemler arasındadır. Çok fazla yemenin zararları da gözden kaçırılmamalıdır. Bazı hallerde mukoza dokusunu koruyucu anti-asitler almanın da yararı olur. Bütün bu önlemler ve tedavi yöntemlerinin yeterli olmadığı hallerde cerrahi müdahale gerekli olabilir. Bu durumda sfinkterin sağlamlaştırılması esastır.
Lin’in durumunda genel sağlık önlemleri yeterli olmuştur. Mide ekşimeleri giderilmezse çeşitli sorunlara yol açabilir. Lin’in durumunda erken teşhis basit bir müdahaleyle tedaviyi mümkün kılmıştır. Bazı önlemlerle de rahatsız edici mide ekşimelerinden kurtulmuştur.
Mide ekşimesinin en karakteristik belirtisi boğazda yanma duygusudur. Toplam nüfusun yüzde 5’le 7 arası kronik bir şekilde mide ekşimesinden muzdariptir. Yüzde 30’a yakın daha yaygın bir grupsa ayda en az bir kere bundan şikayetçi olur. Hastalık her yaşta karşılaşılan oldukça yaygın bir sindirim rahatsızlığıdır. Bir şeyler yediğimizde vücudumuz için gerekli olan vitaminleri, proteini, karbonhidratı, yağı, mineralleri lif ve suyu alırız. Vitaminlerin büyük kısmı ve mineraller kan dolaşımımıza herhangi bir değişime uğramadan katılırlar. Diğer besinler ise vücut tarafından kullanılmadan önce basit kimyasal maddeler ayrışır. Bu sindirim sistemimiz tarafından gerçekleştirilen bir işlemdir.
Mide ekşimesi |
Yemek borusu yutaktan mideye uzanan 25 cm civarında bir borudur. Soluk borusuyla kalbin arkasında, omurganın önünde olup kas yapısı içindeki diyaframın içinden geçerek mideye açılır. Alt ve üst uçlarında sfinkter adı verilen büzgen kaslar yer alır. Mukoza yemek borusunu kayganlaştıran ve koruyan koyu kıvamlı mukus salgısı salgılar. Mukus fazla salgılanamadığında mukozayı tahrişten koruyamayabilir.
Peristaltizm, yemek borusu dalgalanmalarıdır |
Yapılarına ve kimyasal kompozisyonlarına göre besinler midede 2 ila 4 saat arasında kalır. Besinlerin parçalanma işlevi mukozanın salgılarının da katkısıyla midede devam eder. Midede ki bezler günde 2 litre kadar içinde hidroklorik asit bulunan mide öz suyunu salgılar. Bu asit bir yandan besinleri parçalarken öte yandan midedeki bakterileri öldürür. Ayrıca pepsin denilen enzimin salgılanmasında etkisi vardır. Pepsin proteinlerin parçalanmasını sağlar. Mide mukozası mide yüzeyinde hidroklorik asit ve pepsinin yıkımından koruyacak mukusu üretir. Son olarak mide polipeptit yapısındaki sindirim hormonu gastrini salgılar ki, bununda diğer mide salgılamalarında rolü vardır.
Şimdi besinler ince bağırsağa geçmiştir. İlk bölüm olan 12 parmak bağırsağında sindirime yardımcı olan safra ve pankreas enzimleri vardır. Karaciğer tarafından salgılanan safra yağların sindirimini sağlar. Alkalin yapılı pankreas suları proteinlerin parçalanıp sindirilmesini işlemini tamamlar.
Yuttuğumuz lokma şimdi kimus denilen yarı hazmedilmiş bir hal almıştır. İnce bağırsağın duvarlarından salgılanan enzimlerle kimus tam olarak sindirilir. Kimüs bağırsak yoluyla kör bağırsağa geçer. Besinin yolculuğu bitmiş ve hücrelerin kullanımına hazır hale gelmiştir. Bazı hallerde organların işlevlerini yapamaması sonucu bu süreç aksar. Bunun sonucunda doğabilecek arızalardan biriside mide ekşimesidir. Mide ekşimesi mide sıvısının normal olmayan bir şekilde geri tepmesidir. Bu durumda mide usaresi geriye yemek borusuna ve zaman zamanda ağza kadar geri döner.
Lin bir süreden beri göğsünde ve boğazında bir yanmadan bahsediyor. Sırt üstü yattığında yada yere eğildiğinde ekşi bir sıvının geri tepmesinden şikayetçi. İlk başlarda bu durumu ufak hazımsızlıklar olarak almış ve fazla önem vermemiştir. Aside karşı bazı haplarla durumu idare etmiş. Ama çok geçmeden rahatsızlıkları artmış. Solumada zorluk çekmeye başlamış. Sonunda bir kalp rahatsızlığından endişe eder ve doktora gitmeye karar verir. Doktor Lin’den belirtileri anlatmasını ister ve durumuna mide ekşimesi teşhisi koyar. Bu hal çok ciddi olmayan ve çoklukla dayanılan bir durumdur. Ama bazı vakalarda bu durum fazla sık ve fazla miktarda sıvının geri tepmesi halini alabilir.
Patolojik olarak bu halin belirgin emareleri vardır. İlk olarak şiddetli bir yanma hissi duyulur. Bu midedeki gastrit kökenli rahatsızlıklardan da ileri gelebilir. Ama çoğu zaman yanma hissi mideden yukarılarda yemek borusunda hissedilir. Yanma hissini veren şey mide usaresindeki asit kökenli salgılardır. Bazı aşırı hallerde bu yanma hissi sıcak, acı bir sıvının ağza kadar ulaşmasına neden olur. Yatmak, eğilmek, geğirmek, öksürmek gibi mideyi baskı altına alan durumlarda bu geri tepme hali daha sık görülür.
Mide ekşimesi göğüste sancı ve solunum zorluklarına da neden olabilir. Teşhisi bazen zor olup akciğer iltihabıyla karıştırılma tehlikesi vardır. Normal şartlar altında vücudun direnç ve bağışıklık sistemi bu durumu zamanla düzeltir. Ancak bu bazen süreklilik gösterirse ciddi bir sorun var demektir. Midenin bilinçsizce boş bırakılması, mide kaynamasını sıklaştırıp arttırabilir. Bol yemek mide üzerinde bir baskı kuracağı için gastrit geri tepme ihtimali azalır. Boğaza, zaman zamanda ağza kadar gelen sıvı asitlide alkalinlide olabilir. En çok yemek borusu mukozasını etkiler. Ve mukozayla temas süresi ne kadar uzun olursa o kadar acı verici olur.
Mukoza dokusu besinler geçerken yemek borusunun duvarlarını korur. Yapısı asitli maddelere dirençli değildir. Mide ekşimesinin sık sık olması bu dokuyu tahriş ederek zamanla başka komplikasyonlara da neden olabilir.
Lin’in doktoru şikayetlerini dinleyip mukoza dokusunun durumunu tespit eden bazı testler yaptıktan sonra tanısını koyar ve ona ilaç tedavisi verir. Tedavinin dozu şikayetlerin şiddet ve mukozanın tahriş olma derecesine göre saptanır. Öncelikle koruyucu nitelikte genel sağlık önerileri ve beslenme alışkanlıklarında iyileştirici önlemler alınır. Bazı bünyeler için bu yöntemler yeterli olacaktır.
Mide Sfinkter |
Lin’in durumunda genel sağlık önlemleri yeterli olmuştur. Mide ekşimeleri giderilmezse çeşitli sorunlara yol açabilir. Lin’in durumunda erken teşhis basit bir müdahaleyle tedaviyi mümkün kılmıştır. Bazı önlemlerle de rahatsız edici mide ekşimelerinden kurtulmuştur.
2 yorum:
Lütfen soru sormadan önce, sorunuzu öncelikle arama kutusunu kullanarak araştırınız.