Prostat, erkeklerde idrar kesesinin altında olan ve er suyunda sperm hücreleriyle karışan sıvıları yapıp salgılar. Fındık büyüklüğünde ve 20 gr civarında bir ağırlıktadır. Özdek fakat sağlam yapılıdır. Prostat bir erkek üreme organıdır.
Er bezlerinden salgılanan sperm ve sıvıyı taşıyan kanallar birbirine yaklaşarak, prostatın ortasında siyekle birleşir. Prostatın işlevi er suyundaki sıvının yüzde 20’sini salgılamaktır. Bu salgı spermi sulandırır, ona akıcı bir nitelik verirken aynı zamanda besler. Cinsel birleşme sırasında sperm hücreleri prostatta toplanır ve boşalma ile vücudu terk eder.
Prostatın idrar sisteminde de rolü vardır. İdrar mesanede toplanır, oradan siyeğe geçer ve bir boru idrarı vücuttan atar. Prostat mesaneyle birleştiği noktada bir huni şeklinde siyeğin etrafını sarar. Üreme ve idrar boruları prostatta birbiriyle birleşir. Bu kavşak noktasında birçok sorun oluşabilir.
Prostatın gelişmesi er bezlerinin kontrolü altındadır. Er bezi testosteron denilen ve insanın yaşamı süresince prostatın büyüklüğünü etkileyen erkeklik hormonlarını salgılar. Çocukluk döneminde prostat ufak ve fonksiyonsuzdur. Ergenlik çağında testosteron salgılanması artarak prostatı büyütür. 20 ila 40 yaşları arasında büyüklüğünde bir değişiklik olmaz. 40 yaşından sonra bilinmeyen bir nedenle prostat yeniden büyümeye başlar. Büyüyen prostat mesane ağzını kapatmaya başlar ve boşalma sırasında olduğu gibi idrarda da sorunlar meydana getirir.
Prostat Belirtileri
Prostat büyümesinin belirtileri vardır ve bunların en önemlisi idrarda zorlanmadır. Prostat büyümesinin neden olduğu en belirgin olumsuzluk idrar sorunlarından çıkar. Prostatı büyümüş erkeklerde idrar sırasında yanma ve sancı olur. İdrar yapabilmek için ıkınmak gerekebilir. İdrar akışı zayıf, yavaş ve kesik kesiktir. Prostat sorunlarından biride özellikle sabaha doğru anormal sıklıkta idrara çıkmaktır. İdrara çıkma ihtiyacı hissedilmesine karşın sadece birkaç damla idrar yapılır.
Prostattan sorunlu olanlarda bir başka belirti kasıklarda ağrı ve idrar sırasında yanma, cinsel ilişki sırasında rahatsızlık hissedilir ve bazen de idrarda kan görülür.
Bütün bu belirtiler günlük yaşamda sıkıntılar oluşturmaya başlayabilir. Bu durum bir doktora görünme ihtiyacı doğurabilir. Sorunların ciddiyeti bünyeden bünyeye değişmekle beraber, bu belirtiler prostatta bir sorun olduğunu göstermektedir.
Prostat İltihabı
Prostattaki sorunlardan biri iltihaplanmadır. Her yaşta karşılaşılan bu duruma daha çok genç yaşlarda rastlanır. İltihaplanmanın nedeni genellikle bilinmez. Bazı hallerde idrar yollarındaki bir iltihaplanmanın, bazı hallerde bağırsaklardan kan dolaşımıyla yayılan bir iltihabın sonucu olabilir bu. Prostat iltihabı akut yada kronik olabilir.
Akut prostat iltihabı ateşte yapan, idrar zorluğu meydana getiren, ağrılı bir durumdur. Erken teşhis halinde kuvvetli bir antibiyotik tedavisiyle kolayca giderilir. Ne var ki tedavi edilmez yada iltihap ilaç tedavisine cevap vermezse bir apse oluşmasına yol açar. Bu takdirde apseyi akıtmak ve kurutmak için cerrahi girişim gerekebilir.
Kronik prostat iltihabı kolay kolay geçmeyen devamlılık arz eden bir durumdur. Bu durumda sık sık idrara çıkma isteği, karın ağrıları, sırt ağrısı ve yorgunluk hissedilir.
Prostat Büyümesi
Bir başka prostat rahatsızlığı prostatın anormal büyümesi ve prostatta iyi huylu bir tümörün oluşmasıdır. Bu daha çok 50 ila 70’li yaş arası erkeklerde görülür. Prostat dokusunun uru olarak bilinen tümör birçok yumrunun üst üste binmesinden oluşur. Ağırlığı normal bir prostatın 5 misline eş olan 100 grama kadar yükselir.
Bütün bu rahatsızlıklar erkeklerin korkulu rüyası olan prostat kanserine oranla fazla önemli olmayan rahatsızlıklardır.
Prostat Kanseri
Prostat Kanseri ilk dönemlerinde bir belirtisi olmayan oldukça sinsi bir hastalıktır. Belirtilerin gecikmesi prostatın vücutta bulunduğu yerden ileri gelebilir. Kanserli prostat genellikle sert, kuru ve normalden büyüktür. Bu büyüme diğer prostat rahatsızlıklarında olduğu gibi idrar zorluğuna neden olur. Tümer giderek çevresine yayılır ve rektumda şekil bozuklukları oluşturur.
Kanser iki farklı şekilde yayılabilir. Lenf kanallarıyla lenf düğümlerine yada kan dolaşımı yoluyla diğer organlara. Kan dolaşımı yoluyla kanser hücreleri başka organlara giderek metastaza neden olabilir. Prostat kanserinde metastaz ihtimali en yüksek organlar leğen bölgesindeki kemiklerdir. Prostat kanserini tehlikeli yapan özellik çok sinsi bir yapıya sahip olmasıdır. Belirtilerini gösterdiği sırada tedaviyi zorlaştıracak kadar yayılmış olma ihtimali kuvvetlidir. Prostat kanserinin gerçek nedeni tam olarak bilinmemekle beraber hormonlarla ilişkili olduğuna inanılır.
Erkeklik hormonları ve özellikle testosteron prostatın büyümesini kontrol ettiğine göre kanser oluşması ve gelişmesinde de bir rolü olmalıdır. Prostat kanserinin ırk ile de bir ilişkisi vardır. Siyah ırkta bu kanser türünün oluşması ihtimali beyaz ırktan bir kat fazladır. Doğulular batılılara oranla daha az karşılaşırlar bu hastalıkla. Ama ilginçtir ki örneğin ABD’de yaşayan Çinli ve Japonlarda prostat kanserinde bir artma eğilimi görülmektedir. Bu durum beslenme alışkanlıkları yaşam biçimi gibi çevresel faktörlerinde bu kanser türünü etkilediğini gösterir.
Kesin nedeni bulunamadığına göre bu kanser türünü de önlemek şimdilik mümkün görünmemektedir. Ne var ki sık sık yapılacak kontrollerle erken teşhis imkanı tedavi ihtimalini de yükseltecektir. Erken teşhisin en etkin yolu rektumdan dijital kontroldür. Bu basit ve çabuk yapılan test sayesinde vakaların yüzde 90’ında kanseri yayılmadan teşhis mümkün olmaktadır. 40 yaşını aşmış her erkek bu testi belirli aralıklarla yaptırmalıdır. Sağlıklı bir prostat yumuşak ve esnekken, kanserli bir prostat katı ve kurudur. Dijital kontrol dışında kan tahlili, ultrason ve biyopside teşhis yöntemleri arasındadır. Ultrason kontrolü, kan tahlili ve rektal kontrolde şüpheli görünen vakalara uygulanır. Bir ultrason monitöre aracılığıyla doktor prostattaki büyüme ve anormallikleri tespit eder.
Kanser diğer organlara atlamadan teşhis edilirse, giderek artan bir oranla tedavi edilebilmektedir. En etkin yöntem prostatı cerrahi bir yöntemle çıkarmaktır. Bu ameliyat prostatın bulunduğu yerin anatomik özelliği nedeniyle oldukça hassas bir müdahaledir ve bazı ameliyat sonra komplikasyonlarına da açıktır. Prostat alındıktan sonra doktor, mesaneyi daraltarak siyek ağzının darlığına uyumlu hale getirir. İdrarın dışarıya atılması için hastaya bir sonda bağlanır. Ayrıca birikmiş kanı dışarı atmak için bir akıntı tüpü konur.
Erken teşhis edilmiş prostat kanserlerinde bir başka tedavi yöntemi de radyoterapidir. Bu tedavi sırasında doza ve uygulanacak alana büyük dikkat gerekir. Çünkü prostat hem oldukça küçük hem de anatomik konumu bakımından derindedir ve radyasyon özellikle rektuma ve diğer yakın organlara dokunmamalıdır.
Kanserin diğer organlara ve lenflere yayılması halinde tedavinin amacı hastayı rahatlatmak ve mümkünse hastalığı kontrol altına almaktır. Yayılmış prostat kanserinde kullanılan en etkin tedavi hormon tedavisidir. Yayılma genellikle er bezleri tarafından salgılanan testosterona bağlı olduğuna göre kanser hücrelerinin çoğalmasının önüne geçecek yollardan biri hücrelere bu hormonların ulaşmasını önlemek olabilir.
Hormon tedavisinde ciddi bir mesafe alınmıştır ve kısa zamanda bu tedavinin olumlu sonuçlarının alınacağına inanılmaktadır. Ama bugün için bu kanseri yenecek sihirli anahtar hala erken teşhistir. 40 yaşını geçen erkeklerin hemen kontrolden geçmeleri onları sorunlu ve ızdıraplı günler yaşamaktan kurtarabilir.
Er bezlerinden salgılanan sperm ve sıvıyı taşıyan kanallar birbirine yaklaşarak, prostatın ortasında siyekle birleşir. Prostatın işlevi er suyundaki sıvının yüzde 20’sini salgılamaktır. Bu salgı spermi sulandırır, ona akıcı bir nitelik verirken aynı zamanda besler. Cinsel birleşme sırasında sperm hücreleri prostatta toplanır ve boşalma ile vücudu terk eder.
Prostat, İdrar Kesesi ve Siyek |
Prostatın gelişmesi er bezlerinin kontrolü altındadır. Er bezi testosteron denilen ve insanın yaşamı süresince prostatın büyüklüğünü etkileyen erkeklik hormonlarını salgılar. Çocukluk döneminde prostat ufak ve fonksiyonsuzdur. Ergenlik çağında testosteron salgılanması artarak prostatı büyütür. 20 ila 40 yaşları arasında büyüklüğünde bir değişiklik olmaz. 40 yaşından sonra bilinmeyen bir nedenle prostat yeniden büyümeye başlar. Büyüyen prostat mesane ağzını kapatmaya başlar ve boşalma sırasında olduğu gibi idrarda da sorunlar meydana getirir.
Prostat Belirtileri
İdrar Kesesi, Mesane |
Prostattan sorunlu olanlarda bir başka belirti kasıklarda ağrı ve idrar sırasında yanma, cinsel ilişki sırasında rahatsızlık hissedilir ve bazen de idrarda kan görülür.
Bütün bu belirtiler günlük yaşamda sıkıntılar oluşturmaya başlayabilir. Bu durum bir doktora görünme ihtiyacı doğurabilir. Sorunların ciddiyeti bünyeden bünyeye değişmekle beraber, bu belirtiler prostatta bir sorun olduğunu göstermektedir.
Prostat İltihabı
Prostat İltihabı |
Akut prostat iltihabı ateşte yapan, idrar zorluğu meydana getiren, ağrılı bir durumdur. Erken teşhis halinde kuvvetli bir antibiyotik tedavisiyle kolayca giderilir. Ne var ki tedavi edilmez yada iltihap ilaç tedavisine cevap vermezse bir apse oluşmasına yol açar. Bu takdirde apseyi akıtmak ve kurutmak için cerrahi girişim gerekebilir.
Kronik prostat iltihabı kolay kolay geçmeyen devamlılık arz eden bir durumdur. Bu durumda sık sık idrara çıkma isteği, karın ağrıları, sırt ağrısı ve yorgunluk hissedilir.
Prostat Büyümesi
Prostat Büyümesi |
Bütün bu rahatsızlıklar erkeklerin korkulu rüyası olan prostat kanserine oranla fazla önemli olmayan rahatsızlıklardır.
Prostat Kanseri
Prostat Kanseri ilk dönemlerinde bir belirtisi olmayan oldukça sinsi bir hastalıktır. Belirtilerin gecikmesi prostatın vücutta bulunduğu yerden ileri gelebilir. Kanserli prostat genellikle sert, kuru ve normalden büyüktür. Bu büyüme diğer prostat rahatsızlıklarında olduğu gibi idrar zorluğuna neden olur. Tümer giderek çevresine yayılır ve rektumda şekil bozuklukları oluşturur.
Kanser iki farklı şekilde yayılabilir. Lenf kanallarıyla lenf düğümlerine yada kan dolaşımı yoluyla diğer organlara. Kan dolaşımı yoluyla kanser hücreleri başka organlara giderek metastaza neden olabilir. Prostat kanserinde metastaz ihtimali en yüksek organlar leğen bölgesindeki kemiklerdir. Prostat kanserini tehlikeli yapan özellik çok sinsi bir yapıya sahip olmasıdır. Belirtilerini gösterdiği sırada tedaviyi zorlaştıracak kadar yayılmış olma ihtimali kuvvetlidir. Prostat kanserinin gerçek nedeni tam olarak bilinmemekle beraber hormonlarla ilişkili olduğuna inanılır.
Erkeklik hormonları ve özellikle testosteron prostatın büyümesini kontrol ettiğine göre kanser oluşması ve gelişmesinde de bir rolü olmalıdır. Prostat kanserinin ırk ile de bir ilişkisi vardır. Siyah ırkta bu kanser türünün oluşması ihtimali beyaz ırktan bir kat fazladır. Doğulular batılılara oranla daha az karşılaşırlar bu hastalıkla. Ama ilginçtir ki örneğin ABD’de yaşayan Çinli ve Japonlarda prostat kanserinde bir artma eğilimi görülmektedir. Bu durum beslenme alışkanlıkları yaşam biçimi gibi çevresel faktörlerinde bu kanser türünü etkilediğini gösterir.
Kesin nedeni bulunamadığına göre bu kanser türünü de önlemek şimdilik mümkün görünmemektedir. Ne var ki sık sık yapılacak kontrollerle erken teşhis imkanı tedavi ihtimalini de yükseltecektir. Erken teşhisin en etkin yolu rektumdan dijital kontroldür. Bu basit ve çabuk yapılan test sayesinde vakaların yüzde 90’ında kanseri yayılmadan teşhis mümkün olmaktadır. 40 yaşını aşmış her erkek bu testi belirli aralıklarla yaptırmalıdır. Sağlıklı bir prostat yumuşak ve esnekken, kanserli bir prostat katı ve kurudur. Dijital kontrol dışında kan tahlili, ultrason ve biyopside teşhis yöntemleri arasındadır. Ultrason kontrolü, kan tahlili ve rektal kontrolde şüpheli görünen vakalara uygulanır. Bir ultrason monitöre aracılığıyla doktor prostattaki büyüme ve anormallikleri tespit eder.
Kanser diğer organlara atlamadan teşhis edilirse, giderek artan bir oranla tedavi edilebilmektedir. En etkin yöntem prostatı cerrahi bir yöntemle çıkarmaktır. Bu ameliyat prostatın bulunduğu yerin anatomik özelliği nedeniyle oldukça hassas bir müdahaledir ve bazı ameliyat sonra komplikasyonlarına da açıktır. Prostat alındıktan sonra doktor, mesaneyi daraltarak siyek ağzının darlığına uyumlu hale getirir. İdrarın dışarıya atılması için hastaya bir sonda bağlanır. Ayrıca birikmiş kanı dışarı atmak için bir akıntı tüpü konur.
Erken teşhis edilmiş prostat kanserlerinde bir başka tedavi yöntemi de radyoterapidir. Bu tedavi sırasında doza ve uygulanacak alana büyük dikkat gerekir. Çünkü prostat hem oldukça küçük hem de anatomik konumu bakımından derindedir ve radyasyon özellikle rektuma ve diğer yakın organlara dokunmamalıdır.
Prostat Kanseri ve Er bezi |
Hormon tedavisinde ciddi bir mesafe alınmıştır ve kısa zamanda bu tedavinin olumlu sonuçlarının alınacağına inanılmaktadır. Ama bugün için bu kanseri yenecek sihirli anahtar hala erken teşhistir. 40 yaşını geçen erkeklerin hemen kontrolden geçmeleri onları sorunlu ve ızdıraplı günler yaşamaktan kurtarabilir.
14 yorum:
Çörek otunun prostat kanseri üzerinde yapılmış onlarca çalışması mevcuttur. Bir kaç tanesini sizlerle paylaşıyorum. Normal ve agresif prostat kanserleri üzerinde yapılan çalışmalar olumlu sonuçlanmış ve neredeyse tümünün ortak sonucu prostat kanserini önlediği, gerilettiği ve tümörü öldürdüğü şeklindedir.
Hemen başlayıp düzenli olarak günülk 2 gram en az 6 ay tüketmenizi öneririm. Geçmiş olsun dileklerimle.
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20511679
http://www.asco.org/ASCOv2/Meetings/Abstracts?&vmview=abst_detail_view&confID=42&abstractID=20043
http://www.emaxhealth.com/1020/6/36767/black-seed-oil-compound-kills-prostate-cancer-cells-lab-study.html
Lütfen soru sormadan önce, sorunuzu öncelikle arama kutusunu kullanarak araştırınız.