Kan basıncının ölçülmesi her muayenede yapıldığı için bunu fazla önemsemeyenler vardır. Ama bu basit ölçüm aslında vücudumuzun kan basıncını göstererek çağımızın en ciddi sorunlarından olan yüksek tansiyona karşı önlem almamızı sağlar.
Yüksek tansiyon nedir ve nasıl kontrol altına alınır?
Elbiselerimizin ve derimizin altında görünmeden sessiz sessiz akan kan vücudumuzun yaşam kaynağıdır. Dolaşım sistemimizde dolaşırken hücrelerimizin ihtiyacı olan oksijen ve besini hücrelere taşır. Bu sırada hücrelerdeki atık maddeleri de toplar. Kan böbreklerden geçerken temizlenir. Kanın damarlarımızdan akabilmesi için belli bir basınca ihtiyacı vardır. Bu basınca kan basıncı yada tansiyon diyoruz.
Bir hidrolik pompa gibi çalışan kalp dolaşım sistemimizin ihtiyacı olan bu basıncı oluşturur. Kalbin ritmik bir şekilde kasılıp açılmaları sonucu kan vücuda yayılır. Atardamarların duvarları esnek olduğu için bu basınca karşı dayanıklıdır ve kalbin her atışında genişleyip daralabilir. Atardamarların bu özelliği basınç ile genişlemesine ve kanın düzenli bir şekilde akmasına imkan tanır.
Vücut sağlığı için bu basıncın normal bir düzeyde olması önemlidir. Bu basıncı oluşturan farklı unsurlar vardır. Kalp atışının kuvveti, atardamarların esnekliği, kılcal damarların direnci, kanın miktarı ve yoğunluğu bu unsurlar arasındadır. Bu unsurların her biri vücutta izah edilmesi güç mekanizmalar tarafından sürekli dengede tutulur. Bu kontrol mekanizmalarının başında beyin gelir. Otonom sinir sistemimiz burada düzenleyici bir rol oynar.
Atardamarlarda kontrol mekanizmasının unsurlarındandır. Atardamarlar kasılarak ve genişleyerek kan akımının belli organlara daha fazla olmasını sağlar. Örneğin fiziki bir egzersiz sırasında kaslarımızın oksijen ihtiyacı artar. Bu oksijeni sağlamak için atardamarlar toplam kanın yüzde 70’inin kaslarımıza yollanmasını temin eder.
Yüksek tansiyon kan basıncının ölçülmesiyle anlaşılır. Ölçüm tansiyon aletiyle yapılır. Günümüzde ölçümü otomatik olarak yapan elektronik aletlerde vardır. Ama en yaygın tansiyon aletleri kan basıncını cıvalı bir sütun yada bir kadran üzerinde ölçen aletlerdir.
Tansiyon nasıl ölçülür?
Önce şişen bir kolluk hastanın koluna sarılır. Sonra kolluk bir pompa ile şişirilir. Şişme sonucu atardamardan kan akımı durur. Sonra kolluktaki hava yavaş yavaş bırakılır. Bir süre sonra kan daralmış bir damardan hızla akmaya başlar. Stetoskop denilen bir aletle bu gürültülü akımı dinlenir. Stetoskopta duyulan ilk kalp sesi sırasında manometrede görülen rakam basıncın en yüksek olduğu rakamdır. Buna sistol basınç yada büyük tansiyon deriz.
Kolluktaki basınç azaldıkça atışlar giderek daha az duyulur hale gelir. Sesin tamamen kesilmesi sıkışan damardaki atardamarın normal hale geldiğini ve kan akımının normale döndüğünü gösterir. Stetoskopta duyulan son kalp sesi sonrasında manometre en düşük basıncı gösterir. Buna diyastol basınç yada küçük tansiyon denir. Kan basıncı böylece iki rakam ile ölçülmüş olur.
Yüksek Tansiyonun Nedenleri
Bir yetişkinin normal tansiyonu 10 – 14 arası büyük ve 6 – 8,5 küçük tansiyon arasında değişir. 12 – 8 en ideal tansiyon olarak kabul edilir. 40 yaşın üstündeki bir yetişkinin büyük tansiyonu 15’in üstüne ve küçük tansiyonu 9’un üstünde çıkarsa yüksek tansiyon söz konusudur. Kan basıncında doktorun ölçüm yapıyor olmasının oluşturacağı streste dahil değişiklik meydana getiren birçok faktör vardır. Bu nedenle bir yüksek tansiyon teşhisi konulmadan önce farklı ortamlarda en az üç ölçüm yapılmasında fayda vardır.
Yüksek tansiyonun gerçek nedeni bilinen vakar yüzde 5’i geçmez. Sistol sırasında vücuttaki atardamarlarda görülen yüksek tansiyon damar bozuklukları ve böbrek üstü bezlerindeki bir anormalliğe bağlı olabilir. Bu hormonal dengesizliklerin neden olduğu yüksek tansiyondur.
Aortun esnekliğini yitirmesi yada daralması sonucu kalpteki kan damara pompalandığından damar içindeki basıncın bir anda artması da yüksek tansiyon nedenidir.
Hamilelikte geçici bir yüksek tansiyon nedenidir. Doğumdan sonra durum normale döner.
Aslında birçok durumda yüksek tansiyonun nedeni bulunamaz. Başka bir nedene bağlanamayan hallerde yüksek tansiyon başlı başına bir hastalıktır. Yüksek tansiyon oldukça yaygın bir hastalıktır ve oldukça ciddi sonuçları olabilir. Çoğu zaman hastalık sessiz bir şekilde ilerlemiş aşamadayken neden olduğu komplikasyonlar nedeniyle bu durumun farkın varılır. Yüksek tansiyon ana arterlerde devamlı bir basınca neden olduğundan damar duvarlarının esnekliği kaybolur ve damar sertliğine neden olur buda organlara giden kanı etkiler.
Yüksek tansiyon aşırı basınç nedeniyle çok ciddi iç kanamalara da neden olabilir. Beyin kanaması bunların arasında en ölümcül olanıdır ve vücudun belli başlı yaşamsal organlarına kan akımını bloke eder. Yüksek tansiyon hayati organımız kalbide etkiler. Kalp damarlarının daralması kalp krizinin ana nedenidir. Görme organımız gözde yüksek tansiyondan etkilenen organlarımızdandır. Gözlerimizde damarların durumu diğer damarlarımız içinde bir göstergedir ve bu yüzden retinadaki damarlar doktorlar tarafından kontrol edilir. Retina damarlarındaki bir hasar görme bozukluklarına da neden olur. Bu sonuçta körlüğe kadar gidebilir.
Yüksek tansiyonu tedavide birçok etkili yöntem kullanılır. Nedeni belli olması halinde cerrahi bir müdahale durumu düzeltebilir. Nedenin bilinmediği hallerde tansiyonun normale indirilmesi için genel nitelikte tedaviler uygulanır. Bunun için farklı yollar vardır.
Alınacak önlemlerin başında yemek rejimi ve bazı zararlı alışkanlıklardan vazgeçilmesi gelir. Yüksek tansiyondan şikayetçi olanlar sodyum yada tuz alımını olabildiğince azaltmalı, potasyum alımını arttırmalıdır. Şişmanlıkla yüksek tansiyon arasında doğrudan bir bağlantı olduğu bilinir. Aşırı alkol alımı ciddi nedenlerden biridir. Aşırı ve devamlı stres hali yüksek tansiyon nedenlerindendir.
Araştırmalar nedeni belli olmayan vakalarda kalıtımında önemli rolü olduğunu göstermektedir. Bazı hallerde ilaç tedavisi gerekir. Hafif vakalarda idrar söktürücüler yada sempatik sinir ketleyicileri kullanılarak damarlar rahatlatılmaya çalışılır. Bazı durumlarda kalp atışları yavaşlatılarak, kalp tarafından pompalanan kanda azalma yoluna gidilir. Bazen de damar duvarlarına esneklik kazandırılması yolu seçilir.
Yüksek tansiyonun nedenleri kalıtsal olabildiği gibi çevresel de olabilir. Son yıllardaki araştırmalar çevreden gelen nedenlerin etkisini azaltma gayretine yöneliktir. Kısacası yüksek tansiyon çok yaygın ve bazı durumlarda da son derece tehlikeli bir hastalıktır. Yapılan bilimsel çalışmalar hastalığın nedenleri ve tedavisi üzerinde önemli gelişmelere ulaşmıştır. Toplumsal yaşamın koşulları da dikkate alınırsa bu hastalık neredeyse hepimizi tehdit ediyor.
Bu nedenle arazlarına dikkat etmeli ve gerekli görülmesi halinde günlük ilaç ve diyet tedavisine uymalıyız. Bazı yüksek tansiyonlular yaşamları boyunca ilaç tedavisi altında olmak zorundadırlar. Bugün için böyle bir sorunla karşı karşıya olmayanlar sağlıklı beslenerek, zararlı alışkanlıklardan kendilerini uzak tutarak koruyucu tıbbın gereklerini yerine getirmelidirler.
Yüksek tansiyon nedir ve nasıl kontrol altına alınır?
Tansiyon |
Bir hidrolik pompa gibi çalışan kalp dolaşım sistemimizin ihtiyacı olan bu basıncı oluşturur. Kalbin ritmik bir şekilde kasılıp açılmaları sonucu kan vücuda yayılır. Atardamarların duvarları esnek olduğu için bu basınca karşı dayanıklıdır ve kalbin her atışında genişleyip daralabilir. Atardamarların bu özelliği basınç ile genişlemesine ve kanın düzenli bir şekilde akmasına imkan tanır.
Vücut sağlığı için bu basıncın normal bir düzeyde olması önemlidir. Bu basıncı oluşturan farklı unsurlar vardır. Kalp atışının kuvveti, atardamarların esnekliği, kılcal damarların direnci, kanın miktarı ve yoğunluğu bu unsurlar arasındadır. Bu unsurların her biri vücutta izah edilmesi güç mekanizmalar tarafından sürekli dengede tutulur. Bu kontrol mekanizmalarının başında beyin gelir. Otonom sinir sistemimiz burada düzenleyici bir rol oynar.
Atardamarlarda kontrol mekanizmasının unsurlarındandır. Atardamarlar kasılarak ve genişleyerek kan akımının belli organlara daha fazla olmasını sağlar. Örneğin fiziki bir egzersiz sırasında kaslarımızın oksijen ihtiyacı artar. Bu oksijeni sağlamak için atardamarlar toplam kanın yüzde 70’inin kaslarımıza yollanmasını temin eder.
Yüksek tansiyon kan basıncının ölçülmesiyle anlaşılır. Ölçüm tansiyon aletiyle yapılır. Günümüzde ölçümü otomatik olarak yapan elektronik aletlerde vardır. Ama en yaygın tansiyon aletleri kan basıncını cıvalı bir sütun yada bir kadran üzerinde ölçen aletlerdir.
Tansiyon nasıl ölçülür?
Tansiyon ölçümü |
Kolluktaki basınç azaldıkça atışlar giderek daha az duyulur hale gelir. Sesin tamamen kesilmesi sıkışan damardaki atardamarın normal hale geldiğini ve kan akımının normale döndüğünü gösterir. Stetoskopta duyulan son kalp sesi sonrasında manometre en düşük basıncı gösterir. Buna diyastol basınç yada küçük tansiyon denir. Kan basıncı böylece iki rakam ile ölçülmüş olur.
Yüksek Tansiyonun Nedenleri
Bir yetişkinin normal tansiyonu 10 – 14 arası büyük ve 6 – 8,5 küçük tansiyon arasında değişir. 12 – 8 en ideal tansiyon olarak kabul edilir. 40 yaşın üstündeki bir yetişkinin büyük tansiyonu 15’in üstüne ve küçük tansiyonu 9’un üstünde çıkarsa yüksek tansiyon söz konusudur. Kan basıncında doktorun ölçüm yapıyor olmasının oluşturacağı streste dahil değişiklik meydana getiren birçok faktör vardır. Bu nedenle bir yüksek tansiyon teşhisi konulmadan önce farklı ortamlarda en az üç ölçüm yapılmasında fayda vardır.
Yüksek tansiyonun gerçek nedeni bilinen vakar yüzde 5’i geçmez. Sistol sırasında vücuttaki atardamarlarda görülen yüksek tansiyon damar bozuklukları ve böbrek üstü bezlerindeki bir anormalliğe bağlı olabilir. Bu hormonal dengesizliklerin neden olduğu yüksek tansiyondur.
Aortun esnekliğini yitirmesi yada daralması sonucu kalpteki kan damara pompalandığından damar içindeki basıncın bir anda artması da yüksek tansiyon nedenidir.
Hamilelikte geçici bir yüksek tansiyon nedenidir. Doğumdan sonra durum normale döner.
Aslında birçok durumda yüksek tansiyonun nedeni bulunamaz. Başka bir nedene bağlanamayan hallerde yüksek tansiyon başlı başına bir hastalıktır. Yüksek tansiyon oldukça yaygın bir hastalıktır ve oldukça ciddi sonuçları olabilir. Çoğu zaman hastalık sessiz bir şekilde ilerlemiş aşamadayken neden olduğu komplikasyonlar nedeniyle bu durumun farkın varılır. Yüksek tansiyon ana arterlerde devamlı bir basınca neden olduğundan damar duvarlarının esnekliği kaybolur ve damar sertliğine neden olur buda organlara giden kanı etkiler.
Yüksek tansiyon aşırı basınç nedeniyle çok ciddi iç kanamalara da neden olabilir. Beyin kanaması bunların arasında en ölümcül olanıdır ve vücudun belli başlı yaşamsal organlarına kan akımını bloke eder. Yüksek tansiyon hayati organımız kalbide etkiler. Kalp damarlarının daralması kalp krizinin ana nedenidir. Görme organımız gözde yüksek tansiyondan etkilenen organlarımızdandır. Gözlerimizde damarların durumu diğer damarlarımız içinde bir göstergedir ve bu yüzden retinadaki damarlar doktorlar tarafından kontrol edilir. Retina damarlarındaki bir hasar görme bozukluklarına da neden olur. Bu sonuçta körlüğe kadar gidebilir.
Yüksek tansiyonu tedavide birçok etkili yöntem kullanılır. Nedeni belli olması halinde cerrahi bir müdahale durumu düzeltebilir. Nedenin bilinmediği hallerde tansiyonun normale indirilmesi için genel nitelikte tedaviler uygulanır. Bunun için farklı yollar vardır.
Alınacak önlemlerin başında yemek rejimi ve bazı zararlı alışkanlıklardan vazgeçilmesi gelir. Yüksek tansiyondan şikayetçi olanlar sodyum yada tuz alımını olabildiğince azaltmalı, potasyum alımını arttırmalıdır. Şişmanlıkla yüksek tansiyon arasında doğrudan bir bağlantı olduğu bilinir. Aşırı alkol alımı ciddi nedenlerden biridir. Aşırı ve devamlı stres hali yüksek tansiyon nedenlerindendir.
Araştırmalar nedeni belli olmayan vakalarda kalıtımında önemli rolü olduğunu göstermektedir. Bazı hallerde ilaç tedavisi gerekir. Hafif vakalarda idrar söktürücüler yada sempatik sinir ketleyicileri kullanılarak damarlar rahatlatılmaya çalışılır. Bazı durumlarda kalp atışları yavaşlatılarak, kalp tarafından pompalanan kanda azalma yoluna gidilir. Bazen de damar duvarlarına esneklik kazandırılması yolu seçilir.
Yüksek tansiyonun nedenleri kalıtsal olabildiği gibi çevresel de olabilir. Son yıllardaki araştırmalar çevreden gelen nedenlerin etkisini azaltma gayretine yöneliktir. Kısacası yüksek tansiyon çok yaygın ve bazı durumlarda da son derece tehlikeli bir hastalıktır. Yapılan bilimsel çalışmalar hastalığın nedenleri ve tedavisi üzerinde önemli gelişmelere ulaşmıştır. Toplumsal yaşamın koşulları da dikkate alınırsa bu hastalık neredeyse hepimizi tehdit ediyor.
Bu nedenle arazlarına dikkat etmeli ve gerekli görülmesi halinde günlük ilaç ve diyet tedavisine uymalıyız. Bazı yüksek tansiyonlular yaşamları boyunca ilaç tedavisi altında olmak zorundadırlar. Bugün için böyle bir sorunla karşı karşıya olmayanlar sağlıklı beslenerek, zararlı alışkanlıklardan kendilerini uzak tutarak koruyucu tıbbın gereklerini yerine getirmelidirler.
11 yorum:
Çok tesekkur ederim
ikisi de zarar verirmi
Lütfen soru sormadan önce, sorunuzu öncelikle arama kutusunu kullanarak araştırınız.