|
Ağır Seyreden Multipl Skleroz |
Multipl skleroz (MS) merkezi sinir sisteminin kronik bir hastalığıdır ve MS olarak da adlandırılır. Halsizlik, titremeler, sakarlık, görme bozuklukları, konuşma zorluğu, dengesizlik, kol ve bacaklarda duyu kaybı belirtileri arasındadır. Bazen değişik ciddiyette felce neden olur. İstisnai hallerde tüm hareket yeteneğinin kaybına ve ölüme kadar giden bir hastalıktır multipl skleroz.
Bu Arlet. Arletin üç çocuğu var. Büyük bir şirkette insan kaynaklarında çalışıyor ve oldukça iyi tanınan iki romanında yazarı. Günlük çalışma ritmi oldukça enerji sarf etmesini gerektiriyor. Ama Arletin bu kadar enerji birikimi yok. Çabuk yoruluyor ve gün içinde sık sık dinlenme ihtiyacı duyuyor. Arlet onu yorgun bırakan, zaman zaman kol ve bacaklarında güçsüzlük meydana getiren bu hastalıktan muzdarip.
Michaeldeki ise multipl sklerozun daha ağır seyreden bir tipi. Eski bir bale öğrencisi o. Ama neredeyse tamamen hareketsiz bir yaşama mahkum. Sadece oda sınırlı bir şekilde sağ elini kullanabiliyor. Ama yine de canlılığını kaybetmemiş ve bir yandan üniversiteyi bitirirken biryandan da evde özel ders veriyor.
Hastalığın başlıca iki farklı seyri vardır. Arletin ki belirsiz zaman aralıklarıyla belirip yok olan bir seyri takip eden türü. Atak geldiğinde kısmi duyu kaybından, felce kadar sonuçları görülür. Gerileme dönemlerinde hasta eski sağlığına kavuşabilir yada her ataktan sonra ufak yada büyük izler kalabilir.
MS’in diğer tipinde hastalık ağırlaşarak seyreder. Vücut fonksiyonlarından biri kaybolunca bir daha düzelme olmaz. Daha bir yıl önce Michael derste not falan tutabiliyordu. Ama artık arkadaşının notlarından yararlanmak zorunda.
Hastalığın hiçbir belirti göstermediği bir üçüncü türü daha vardır. Bu kişiler fizyolojik olarak hastalığın bütün özelliklerine sahip olmalarına karşın hastalıklarının farkına bile varmazlar. Bunların en az belirti veren vakalar kadar yaygın olduğu artık biliniyor.
Hastalık belli ırklarda ve dünyanın belli bölgelerinde yoğunlaşmakta. Ilıman iklimlerde yaşayanlar tropikal iklimlerdekinden daha çok etkilenmiştir bu hastalıktan. Gelişmiş batı ülkelerinde her 100.000 kişinin 40’ında bu hastalığa rastlanması, hastalığın rekor oranıdır. Amerika ve Kanada da bu oran bu civardadır. Ne var ki bu oran örneğin Japonya da 100.000 kişide 2 ila 4 arasında seyreder. Hastalığın beyaz ırkı daha çok vurduğunun rakamsal bir kanıtıdır bu. Kadınlarda erkeklerden bir misli fazla görülür.