Diş sağlığı hakkında bilgiler

Dişlerimiz olmasa ne yapardık? Besinleri onlarla ısırır ve çiğneriz. Gülmemizde bile onların katkısı vardır. Dişler öylesine önemlidir ki dişsiz kalanlar derhal takma bir diş ile onların eksikliğini gidermeye çalışırlar.

Dişin Yapısı
Dişin Yapısı
Diş iki ana bölümden oluşur. Diş tacı ve kök. Taç dişin dışarıdan görünen kısmıdır. Dişi sıcak soğuk gibi dış etkenlerden ve çiğneme sırasında oluşan baskıdan koruyan mine çok sert ve yoğun bir doku olup dişe parlak beyaz görünümünü verir. Minenin altında dişin büyük bölümünü oluşturan dentin vardır. Sarımsı renktedir. Mineden daha yumuşak olup rengi ve kalınlığı dişin rengini etkiler.

Dişin orta bölümünde dişi besleyen ince kan damarlarından ve bir sinirden oluşan diş özü odacığı vardır. Kök, diş etinin altında kalan ve diş çevresi zarının lifsi çene kemiklerinde diş yuvası çıkıntısına tutunan bir bölümdür. Diş etleri diş kökünü enfeksiyon nedeni olabilecek mikroorganizmalardan ve dış etkenlerden korur.

Diş Türleri, Kesici, Köpek, Küçük Azı ve Büyük Azı Dişler
Kesici, Köpek, Küçük Azı
ve Büyük Azı Dişler
Bir yetişkinde normal olarak 32 diş vardır. Her çenenin önünde alt ve üst olmak üzere 4’erden 8 diş vardır. Ki bunlar kesici dişlerdir ve besinleri koparmaya yararlar. Kesici dişlerin yanındaki köpek dişleri, besinleri parçalamakta kullanılır. Sonra besinleri çiğneyen 4’er küçük azı ve 6’şar büyük azı yer alır. Bir çocuk 3 yaşına geldiğinde diş çıkartması tamamlanmıştır. Her bir çenede 4 kesici, 2 köpek ve 4’er de azı dişi olmak üzere 20 süt dişi vardır. Her ne kadar bu süt dişleri kısa zamanda düşecekse de bunları da özenle korumanın gerekli olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.


Bu dişlerdeki bozukluklar yanlış çiğneme alışkanlığı, konuşma bozuklukları ve gelecek kalıcı dişlere yeterli yer kalmaması gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bebekler ve çocuklar tatlı ile beslenmemeli, emziği reçele, bala veya tatlıya batırma gibi yöntemlere başvurulmamalıdır. Dişteki çürüme belli bir aşamaya gelirse süt dişini de çekmek gerekebilir. 6 yaş civarında kalıcı dişler belirmeye başlar. 14 – 15 yaşlarında çene kemikleri tam olarak oluşmuş olup kalıcı dişlerin tamama yakını çıkmıştır. Akıl dişi denilen azılar biraz daha geç genellikle 17 ila 20 yaş arasında çıkar.

Yetişkinlerde dişlerin korunması sanıldığı kadar zor değildir. Ve dört basit uygulama ile dişler sağlıklı olarak korunabilir. Bunlar ağız temizliği, sağlıklı beslenme, koruyucu önlemler ve periyodik olarak diş kontrolüdür. Bir şeyler yediğimizde ince, beyaz, şeffaf jelatinimsi bir tabaka dişleri ve diş etlerini kaplar. Bu yemek artıkları ve bakterilerden oluşan bir tabakadır ve zamanla diş minesine zarar verecek şekilde asit ifraz eder. Bir şeyler yedikten sonra diş fırçalamanın gerekliliği bundandır.

Diş Nasıl Fırçalanır?
Diş Nasıl Fırçalanır?
Diş fırçalamanın nasıl yapılması gerektiğine bakalım. Dişlerin iç tarafları dahil her tarafının fırçalanması esastır. Fırça diş etine olabildiğince yakın yerleştirilir ve yumuşak hareketlerle geniş geniş sürtülür. Diş fırçası diş etine 45 derecelik açıyla tutularak fırça yukarı çekilir. Azı dişler aynı şekilde ve hiçbir yanı ihmal edilmeden fırçalanmalıdır.

Ama dişlerin doğru yöntemlerle fırçalanması üzerindeki plakanın tamamen temizlenmesi için yeterli değildir. Diş fırçasının kılları diş aralarına girmeye uygun değildir. Buraları temizlemek için floş da denilen diş ipi kullanılmalıdır. Diş ipi yavaşça diş arasına sokulur ve diş etine kadar olan bölge bir aşağı bir yukarı temizlendikten sonra çıkarılır.

Sağlıklı dişlerin en önemli şartı sağlıklı beslenmedir. Süt ve sütlü ürünlerde bulunan kalsiyum özellikle çocuklar için çok önemli bir maddedir. Havuç elma gibi sert besinler yemek diş etlerini güçlendirmek açısından faydalıdır. Şekerli besinlerden kaçınmalı yada hiç olmasa tüketimi sınırlandırılmalıdır. Çünkü şeker diş çürüklerine neden olan ana maddedir. Diş plakasında bulunan bakterilerle şekerin karışımı diş minesini yıkıma uğratan asidin oluşmasına neden olur.

Dişlerin sağlığı için koruyucu birçok önlem vardır. Örneğin florit kullanımı bu maddenin çürükleri önleyici niteliği nedeniyle özellikle çocuklarda şiddetle tavsiye edilir. Çürüklerin yarısından çoğu dişin çiğneyen iç kısımlarında oluşur. Bunun nedeni diş fırçalamanın buradaki birikimleri temizlemekte yeterli olmamasıdır. Dişlerin zaman zaman diş hekimince temizlenmesi gerekebilir.

Bir çocuğun gömülü kalıcı dişlerinin röntgen görüntüsü
Bir çocuğun gömülü kalıcı
dişlerinin röntgen
görüntüsü
Bir çocuk üç yaşından itibaren diş hekiminin kontrolünden geçmelidir. Dişlerin konumundaki herhangi bir bozukluğun saptanıp kalıcı dişlerin düzgün çıkmasını sağlayacak önlemler ancak bu dönemde alınabilir. 5 – 6 yaş civarında alınacak bir röntgen dişçiye kalıcı dişlerdeki gelişmeyi gösterecektir. Periyodik doktor ziyaretlerinin 6 ayda bir olması tavsiye edilir, böylece dişler hekim tarafından temizlenir ve bir çürüme başlangıcı varsa basit bir tedavi ile çürüme giderilir.

Ortodonti dişlerdeki biçim bozuklukları ve diş yüz uyumsuzluklarını önleme ve düzeltmeyi amaçlayan diş hekimliği dalıdır. Çocuklar kadar yetişkinlerde ortodonti tekniklerinden yararlanabilirler. Ama asıl olan sorunu olabildiğince genç yaşlarda çözmektir. Dişlerin düzgün çıkmamasının değişik nedenleri vardır. Bir süt dişinin erken yada geç çıkması, parmak emme gibi alışkanlıkların 4 ila 5 yaşlarına kadar sürmesi bunların arasındadır.

Bazı hallerde ortodonti uzmanı çocuğun belli bir gelişme düzeyine gelmesine kadar müdahale etmeyebilir. Üst çenenin alt çeneye oranla çıkıntılı olması yada bunun tam tersi olan bir durumun düzeltilmesi için kemik oluşmasının beklenmesi gerekir.

Diş Nasıl Çürür?
Diş Nasıl Çürür?
Diş çürümesinin ana nedeni dişlerdeki plak tabakasıdır. Orada üreyen mikroorganizmaların şekeri parçalamasıyla ortaya çıkan asit diş minesini eriterek deler, dentin katmanındaki proteinler enzimlerin etkisiyle parçalanır ve diş özü odacığına kadar ilerler. Mikroorganizmaların başlattığı iltihaplanma buradaki sinirlere deyince ağrı başlar. Bu duruma müdahale edilmezse sonuçta bir apse oluşur.

Diş hekimi çürüğü tedavi için önce dişteki çürüğü özel bir aygıtla temizler ve dolgu yapmak için uygun bir zemin hazırlar. Bu işlemler lokal anestezi ile yapıldığında acı vermez. Bundan sonra çürük dolgu malzemesi ile doldurulur. Dolgu malzemesi olarak malgama yada reçine karışımı kullanılır. Malgama, cıva ile başka bir maddenin karışımından elde edilir. Daha çok azı dişlerin dolgusunda kullanılır. Bu şekilde yapılan dolgu 15 ila 20 yıl dayanır. Reçine karışımı ön dişlerde kullanılır. Bu tercihin nedeni bu malzemeye normal diş renginin verilebilmesidir. Bu malzeme diş hekimi dolguya son şeklini verinceye kadarda yumuşaklığını korur. Dolgu son şeklini aldıktan sonra hekim mavi bir ışık çıkartan özel bir aygıtla bu maddeyi sertleştirir. Günümüzde dolguda lazer tekniği de kullanılmaktadır.

Bakteri plakası ve diş eti kanaması
Bakteri plakası ve diş eti kanaması
Periodonti dişleri çevreleyen yumuşak dokunun iltihabıdır. Diş eti sınırının altında bakteri plakasının birikip komşu dokuları aşındırmasıyla başlayan bir diş eti hastalığıdır ve diş kayıplarının yüzde 70’ine sebep olur. 24 saat içinde temizlenmeyen bakteri plakası sertleşerek diş taşını oluşturur buda ancak diş hekimi tarafından temizlenebilir. Diş taşı diş ile diş eti arasında oluşur. Zamanla bu diş eti ve dişleri çevreleyen yumuşak dokuları yıkıma uğratır.

Bu bozulmanın görünen belirtileri azdır. Genellikle diş etlerinde bir kanamayla başlar. Diş fırçalarken meydana gelen diş eti kanamaları hiçbir zaman olağan karşılanmamalıdır. Ayrıca diş etlerinde kızarma ve şişme görülür. Dokunmaya karşı hassasiyet vardır. Diş yuvasında gevşeme görülür. Bunlar önemli ve dikkate alınması gereken belirtilerdir. Zamanında önlem alınmamasının ciddi sonuçları olacaktır. Zamanla diş etinin iltihaplı kenarı çekilmeye başlar, diş kökünü açıkta bırakır, diş yuvası ve kemiği yıkıma uğrayarak gevşer ve diş düşer.

Diş kaybı yaşlanmanın kaçınılmaz bir sonucu değildir. Doğru sağlık önlemleri dişleri korur. Dişleri doğru fırçalamak, diş ipiyle temizlemek sağlıklı bir beslenme ve diş hekimine yapılacak düzenli ziyaretler bu önlemlerin en önemlileridir. Böylece dişler yaşam boyu sağlıklı kalabilir.

Dişte zirkonyum implant ve lazer hakkında bilgiler

Güzel bir gülümsemeyle başlar her şey ve iletişimin kusursuz serüveniyle ilerler… Sizde sağlıklı ve estetik dişlerle gülümsemenin ışıltısını fark edenler arasında yer alın ve iletişimin keyfine tam anlamıyla varın! Bu açılım üzerine çalışan, güzel bir gülümsemenin 3 duyuyu olumlu etkileyeceğini çok iyi bilen Diş Hekimi Adnan Adalı ile diş hekimliğinde estetik zirkonyum kaplamalar, lazer ve implant üzerine konuştuk.


Zirkonyum üstü full estetik porselen kronları tanımlar mısınız?

Zirkonyum Kaplama, Zirkon, İmplant
Zirkonyum Kaplama
Zirkon, doğada bulunan değerli bir taştır. Gerçek zirkonun çok pahalı olması nedeniyle, altın ve gümüşlerde genellikle sentetik zirkon kullanılıyor. Son yıllarda gerçek zirkon, metafiziksel ve psikolojik etkilerine inanılan taşlar arasına girmiştir. Bu etkiler ince ve kalın bağırsak hareketlerine faydası, uyumayı kolaylaştırması, zihni kuvvetlendirmesi, duygusal dengeyi sağlaması gibi etkiler olarak tanımlanıyor.


Artık diş hekimleri arasında “zirkon” kullanımı hız kazanacak gibi görünüyor…

Günümüzde diş hekimlerinin ve hastaların yüzünü güldüren zirkon üstü porselenler hem çok estetik olmaları hem de kırılmaya karşı çok dirençli olmaları nedeniyle çok yaygın olarak kullanılıyor. 2 – 3 diş eksikliğinde yapılan köprülerde bile, eğer yeterli kalınlık sağlanabiliyorsa, güvenle kullanılabilir.


Peki zirkonu estetik açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz?

Metal destekli porselenlere oranla çok daha estetik ve doğal. Işığı, gerçek dişe en yakın şekilde yansıtırlar. Metalli porselenlerin çok nadir de olsa alerji yapma ihtimalleri olmasına karşılık, zirkon porselenler son derece doku dostudur. En büyük dezavantajları pahalı olmaları.


Zirkon hangi tedavi biçimlerinde uygulanıyor?

Zirkon, diş eksikliklerinde kullanılabildiği gibi, çapraşık dişlerin, özellikle de ön dişlerdeki bozuklukların istenildiği şekilde düzeltilmesine olanak veriyor. Çapraşık dişler aşındırıldıktan sonra zirkon üstü kronlar, hastanın dileğine en yakın bir şeklide hazırlanıp aşındırılmış dişlere yapıştırılıyor. Ayrıca implantlar üstüne de zirkon üstü porselen kronlar ve köprüler uygulanabiliyor.


Lazer tedavi sisteminden söz eder misiniz?

Diş Lazer, İmplant
Diş Lazer Uygulaması
Tıbbın birçok dalında kullanılan lazer tedavi sistemleri, son yıllarda diş hekimliğinde de kullanılmaya başladı. Halk arasında “lazer dolgu” olarak bilinen işlem; gerçek lazerle değil, mavi bir lamba veya LED ile elde edilen mavi ışıkla beyaz dolguların sertleştirilme işlemidir. Gerçek lazer tek renkli, düz ve enerji taşıyan bir ışın demetidir. Bu yöntemin alışma prensibi lazer enerjisinin dokular arası bağları çözmesidir.


Diş hekimliği lazerleri nerelerde kullanılır?

  • Çürük temizlemede (Hastaların yüzde 85’inde iğnesiz)
  • Sallanan dişlerde (iğnesiz)
  • Diş eti tedavilerinde (iğnesiz)
  • Apse tedavisinde (iğnesiz)
  • Dişlerin boyunu uzatmada (iğnesiz)
  • Diş eti ameliyatlarında (iğnesiz)
  • Dişlerin soğuk sıcak hassasiyetini gidermede (iğnesiz)
  • Gömülü dişlerde kemiği kaldırmada
  • Aft ve uçuk tedavisinde (iğnesiz)
  • Dil ve dudak bağları kesmede (iğnesiz)
  • 2. implant ameliyatlarında (iğnesiz)


İmplant nedir?

İmplant, Diş Ekme
İmplant
Diş hekimliğinde çok yaygın olarak kullanılan implantlar, her türlü diş eksikliğinde kullanılabilen, titanyumdan yapılmış vida benzeri suni köklerdir. Bu suni kökler ağza yerleştirildikten ve alt çenede 3 – 4 ay, üst çenede 5 – 6 ay beklenerek çene kemiğine kaynaşma sağlandıktan sonra üst yapı implanta monte edilir. Daha sonra sabit porselen veya hareketli bir protez yapılarak hastanın tedavisi bitirilir.


İmplant üstü porselen kron ve köprülerin avantajı nedir?

İmplant üstü porselen kron ve köprülerin en büyük avantajı, boşluğun önündeki ve arkasındaki salam dişlerin aşındırılması ve kaplanmasına gerek olmayışıdır. Boşluğa yerleştirilen implantlara monte edilen porselen kronlar son derece estetik bir şekilde diş eksikliğini gideriyor. Tamamen dişsiz ağızlara da implant sayısı fazla tutularak tam ağız sabit köprüler yapılıyor yada alt çeneye iki, üst çeneye dört implant konularak bunlara monte edilen girip çıkmalı bir protez (takma diş) yapılması da mümkün.


İmplant ameliyatları hasta için acı verici ve zor mudur?

İmplant ameliyatları, halk arasında düşünüldüğü gibi zor ameliyatlar değil, lokal anestezi altında yapılıyor. Gelişen implant teknolojileri, implant başarı oranını çok yükseltiyor. Yani dişsizlik artık eskisi gibi korkulu rüya olmaktan çıkıyor.

Diş hekimliği ve bulaşıcı hastalıklar hakkında bilgiler

Diş muayenesi
Diş muayenesi
80’li yılların başlarında diş muayenelerinin hepatit B virüsünün bulaşmasına neden olabileceği konusunda endişeler belirdi. Oysa diş hekimliği bu konuda gerekli ve yeterli önlemleri almıştır ve endişeyi gerektiren bir durum yoktur. AİDS ve HIV’nin ortaya çıkması diş doktorlarını hazırlıksız yakalamadı. Diş hekimi ve hastası arasında tam bir güven ve doğruluk olması genel tıp kuralıdır. Diş hekiminin hastasının genel sağlık durumunu bilmesi esastır. Çünkü ağza yapılacak bir müdahale vücudun diğer organlarını da etkileyebilir.

200’e yakın hastalığın ağızla ilgili belirtileri vardır. Bazen bir diş hekimi diğer doktorların henüz fark etmediği bir sağlık sorununu ortaya çıkarabilir. Örneğin diş etlerinin bol ve sık kanaması löseminin bir sonucu olabilir. Ağızdaki aseton kokusu yüksek şekere işarettir. Diş hekimi birçok hastalığın ilk belirtilerini de yakalayabilir. Ayrıca bazı hastalıkların ağızdaki etkilerini de diş doktoru giderir. Bu özellikle AİDS’te söz konusudur. Diş doktoru bu tür bulguları mutlaka hastasına söyler ve konuyu ilgili doktor ile görüşmesini sağlık verir. Özellikle AİDS'te durum çok belirgindir. AİDS hastalarının yüzde 95’inde HIV enfeksiyonunun neden olduğu ağız sorunları vardır.

Diş eti kanaması
Diş eti kanaması
AİDS normal günlük temaslar ile bulaşmadığını bir kez daha hatırlatalım. El sıkışmak, yiyecek paylaşmak, aynı çatalı bıçağı kullanmak bir bulaşma nedeni değildir. HIV'nin bulaşması için kan veya belli bazı dokuların HIV ile enfekte olmuş kan, sperm, döl yatağı salgıları yada anne sütüyle doğrudan teması gerekir. En belirgin bulaşma yolları cinsel ilişki, şırınga kullanımında müştereklik ve kan naklidir.

ABD’de tek bir vaka tüm medyayı ayağa kaldırarak bu konunun önemini bir kez daha vurgulamıştır. Olayın temelinde bir diş hekiminin HIV pozitif bir hastayı kabul etmemeye hakkı olup olmadığı sorusu yatar. Floridalı bir diş hekimi 6 hastasını HIV ile enfekte etmişti. Ama böyle bir olayın tekrarı söz konusu bile değildir. Yapılan araştırmalardan bulaşmaya diş hekiminin kullandığı aletlerin neden olmadığı anlaşılmıştır.

Bir diş hekiminin hastasından virüs alabileceği doğrudur. Çünkü diş hekimliği kesik ve çiziklere açıktır ve böylece HIV’li bir kan veya salgıyı vücuduna alabilir. Ama bu sadece teknik olarak doğrudur çünkü alınan basit önlemler nedeniyle bugüne kadar böyle bir vaka görülmemiştir. O zaman buna potansiyel bir bulaşma yolu olarak bakamayız.


Diş hekimleri tedavide kullandıkları aletleri büyük özenle sterilize ederler. Çünkü bunlar insan dokularına giren aletlerdir ve hastanın kanıyla temas halindedir. Bu açık tehlikeye karşı hekimler elbette gerekli önlemleri almayı unutulması yada ihmal edilmesi imkansız bir alışkanlık haline getirmişlerdir. Ve alınan önlemler yeterli etkinliktedir.

Hepatit B virüsünün yaygınlaştığı günlerden öncede diş hekimleri gerekli önlemleri alıyorlardı. Eldiven, ağız maskeleri, sıçrayan maddelerden korunmak için gözlük takar ve çalışmaları sırasında önlük kullanırlardı. Bir lokantadaki çatalın sterilize edilmemesi fazla bir tehlike oluşturmaz. Dişçilerin kullandığı diş aynaları dahil bütün aletler sterilize edilmektedir.

Basınçlı kimyasal buhar sterilizasyon
Basınçlı kimyasal buhar sterilizasyon
En yaygın ve etkili sterilize etme yöntemi yüksek basınçlı buhar yöntemidir. Bu yöntem en dirençli bakteri sporları da dahil olmak üzere bütün mikroorganizmaları yok edecektir. Etkin sterilizasyon yolları çoktur. Bu yüksek basınçlı kimyasal buharlı sterilize yöntemidir. Keskin uçları bozmaması ve paslanmaya imkan tanımaması en önemli üstünlüğüdür. Ancak kimyasal buhar oldukça zehirli olduğundan kullanılması özel bir takım şartların yerine getirilmesini gerektirir.

Öncelikle aletler eli kesip mikrop kapmaya neden olmaması için bir kaset içine konur. Bu kaset ultrason ile el değmeden temizlenir, kurulanır, kuru sıcak ve yüksek basınç buharlı bir fırına konur. Bütün bu işlem 30 – 35 dakika sürer. Bunun yeni ve daha ufak vakumlu bir odacığa olanları üretilmiştir ki bunlarda süre sadece 6 dakikadır. Bu kısa süre diş hekiminin oldukça pahalı aletlerden birkaç takım alması gereğini ortadan kaldırır.

Yüzlerce öğrencisi olan bir diş hekimi yüksek okulundaki sterilizasyon işlemi oldukça zahmetli bir iştir. Kasetler bir seri kapalı haznenin içinden geçer. Önce yıkanır, sonra yıkama işi tekrarlanır. Üçüncü haznede ultrason ile temizlenir ki ultrason dalgaları en ince çatlak ve çiziklerinin içine kadar nüfuz eder. En son etapta aletler çalkalanır ve en sonunda da kurulanır. Yıkama süreci tamamlanınca kasetler pamuklar arasına paketlenir ve otoklav denilen bir basınçlı buhar sterilizatör de mikroplardan arındırılır. Ancak bundan sonra yeniden kullanıma hazır hale gelir.

Hastanın ağzıyla temas etmeyen tüm aksesuar ve yüzeylerde muntazam bir şekilde temizlenip dezenfekte edilir. Aletlerin tasarımı da kolay temizlenip sterilize edilmelerine uygun biçimde düşünülmüştür.

Sterilizasyon
Sterilizasyon
Birçok ülkede diş hekimleri birlikleri denetim servisleri kurmuşlardır. Bu denetimler sterilizasyon işlemlerinin gereğine uygun şekilde yapılıp yapılmadığını kontrol ederler. Diş hekimleri bütün hastalarının enfeksiyon taşıdığı varsayımıyla hareket ederler. Aslında diş hekimi birçok hastasının genel sağlık durumu hakkında zaten bilgi sahibidir. Ama bu bilgiye güvenmek yerine ihtiyatı elden bırakmamak doğru olanıdır.

Bazı hastalar genel sağlık durumlarıyla ilgili doğu bilgi vermeyebilirler. Ayrıca hastaların bir kısmı henüz belirtiler ortaya çıkmadığı için bazı hastalıklarından habersizde olabilirler. Bu nedenlerle diş doktoru hastasında bulaşıcı bir hastalık varmış önyargısıyla hareket eder.

Gebelik ve diş sağlığı hakkında bilgiler

Hamilelik, Gebelik, Diş Sağlığı
Gebelik ve Diş Sağlığı
Hamilelik tüm organlarda önemli değişikliklere neden olmaktadır. Hamilelik döneminde oluşan en önemli farklılıklar değişmiş hormonal aktivitenin bir sonucu olarak kan ve kalp damar sistemlerinde oluşmaktadır.


Anne adaylarında ne gibi diş ve diş eti sorunları yaşanabilir?

Hamilelikte annenin hormon dengesizlikleri nedeniyle dişetlerinde gingivitis (kanama ile seyreden dişeti iltihabı) tablosu görülebilir. Ayrıca hamilelikte oluşabilecek diğer rahatsızlıklar nedeniyle ağız diş sağlığının ihmal edilmesi sonucunda anne adayı diş çürükleri açısından risk altında olabilir. Uzun süren mide bulantıları sonucunda ağız içi asit dengesinin değişmesi sonucunda dişlerde çürük ve aşınma riski artar. Bu nedenle anne adayı hem dişeti hem de dişlerin sağlığı açısından ağız ve ediş temizliğine büyük önem vermelidir.

Anne adayının kendi ağız diş sağlığı dışında doğru beslenmesi bebeğin doğru gelişimini etkilemesi açısından önemlidir. Dişler hamileliğin ilk aylarından itibaren gelişmeye başlar. Bu nedenle hamilelik döneminde oluşabilecek beslenme yetersizliği ve geçirilen enfeksiyonlar dişlerde doku zararlarına neden olabilir. Bu nedenle hamilelik dönemindeki kişi beslenme niteliğine ve ağız diş sağlığına önem vermelidir.


Hamilelikte özellikle ilaç kullanımı hakkında ne söylenebilir?

Diş hekimleri hamile hastalarına ilaç yazmadan önce riskleri ve faydalarını iyice değerlendirmelidir. İlacın tipi ve dozu yanı sıra hamileliğin dönemi de göz önünde bulundurulmalıdır. Hamilelikte ilaç kullanımının dişleri de etkileyebilecek en riskli dönemi ilk üç aydır. İkinci 3 ay (4, 5, 6’ıncı aylar) tedavi ve ilaç kullanımında anne ve bebek sağlığı için daha uygundur. Üçüncü 3 ay ise travmatik tedaviler açısından risk taşır.


Riskten kastedilen nedir?

Erken doğum.


Diş tedavileri için en uygun zaman nedir?

İlk trimesterde acil durum oluştuğunda hastanın doktoruna danışmalı tedavi şeklini ve aşamalarını paylaşmalıdır. Acil tedaviye ihtiyaç duyulmadıkça isteğe bağlı tedaviler yapılmamalıdır. İkinci üç ay diş tedavileri için en uygun zamandır. Tedavi planı hamileliğin ilerleyen dönemini ve doğum sonrası oluşacak potansiyel problemlerin ortadan kaldırılmasını içermelidir.


Diş radyografilerinin sakıncaları var mıdır?

Evet bazı sakıncaları vardır. Hamile bayanlarda bunun yapılması kaçınılmaz olduğu durumlarda radyasyonun dozu ve hamileliğin dönemi göz önünde tutulmalıdır. Çok gerekli ise ikinci üç ayda kurşun önlük kullanılarak yapılmalıdır. Özetle hamilelik sürecinde anne adayının doktoru ile iletişim için de tedavinin potansiyel riskleri değerlendirilerek gerekli tedavi ve ilaçlar bunlara ihtiyacı olan hastalardan esirgenmemelidir.


Diş Hekimi
Huriye ÖZDEMİR

Dental İmplant Hakkında Bilinmeyenler

İmplant, Köprü
İmplant Köprü
Kimlere implant yapılabilir? Koşulları nelerdir?

Şiddetli atrofiye uğramış çenelerde, tam ve kısmi dişsiz hastalıklarda, tek diş eksikliklerinde dental implantlar başarıyla uygulanmaktadır.

Diyabet (Şeker Hastalığı),kronik hastalıklar, hipertansiyon, kanama problemleri, kalp hastalığı olan hastalara uygulanamaz. Ağız hijyeninin kötü olması durumunda başarılı sonuçlar elde edilemez. Radyolojik bulgularda herhangi bir patoloji olmamalıdır. Hatanın çene kemikleri yeterli hacim ve yoğunlukta olmalıdır.


İmplant nasıldır? Tedavi süreleri ne kadardır?

Bu sorular hastalarımızın sürekli bize sorduğu sorulardır. Ben bunları yanıtlarken, okuyucuların anatomi bilmediğini varsayarak, tıbbi terimler kullanmadan yanıtlamak istiyorum. İmplanta uygun materyalin örneğin, titanyumun dişsiz bölgede kemik içine yerleştirip, kemikle kaynaşması olarak düşünebiliriz. Biz buna “osseointegrasyon” diyoruz.

Osseointegrasyonun ilk tanımı, “implant yüzeyi ile temasta olduğu canlı kemik dokusu arasındaki fonksiyonel ve yapısal bağlantı” olarak yapılmıştır. Dental implant tedavisinde ön koşul osseointegrasyon sağlanmasıdır. Osseointegrasyonun dört ana faktör rol oynar. Bunlar,

  • Uygun materyal seçimi
  • Atravmatik ve aseptik cerrahi
  • Yeterli hacim ve yoğunlukta kemik
  • Ve yükleme zamanıdır.

İmplantın stressiz iyileşme dönemi, üzerine yük gelmeden alt çenede 3 ay, üst çenede 6 ay beklenmesidir.

Bu yaklaşımın ardındaki temel neden, erken iyileşme döneminde implanta gelecek fonksiyonel kuvvetlerin implant-doku ara yüzünde fibröz doku oluşumuna neden olabileceğidir. Hastaların giderek artan estetik ve fonksiyonel beklentileri de uzun dönem iyileşme periyoduna ihtiyaç duyulmadan osseointegrasyon sağlanabildiği ve implantların başarı ile fonksiyon gördüğü açıkça anlaşılmaktadır.

Dikkat çeken nokta, belirli kriterlerin sağlanmasının gerekliliğidir. Her ne kadar İmplantın yüklenmesi ile ilgili kriterlerin kişiye göre değişse de bazı şartların yerine getirilmesi gerekir. Hastanın uygun ve yeterli oral hijyene sahip olmaması el becerisinin kısıtlı olması nedeniyle ağız sağlığını idame ettirememesi, ağız hijyeninin diş hekimi tarafından denetlenmemesi gibi durumlarda implantlarda başarısızlık gözlenebildiği raporlanmıştır.


Dr. Funda Sağlık

İmplant hakkında bilgiler

İmplant Uygulamalarını Kim Yapar ?

İmplant Tek Diş
İmplant Tek Diş
İmplantoloji ile ilgili eğitim almış bütün diş hekimleri ve tıp hekimleri implant uygulaması yapabilirler. İmplant iki aşamalı bir tedavi süreci gerektirir; implantın yerleştirilmesi ve kaplama diş veya protez yapılması. Bazı diş hekimleri bu işin uzmanlık gerektirdiğini protez ve cerrahi safhalarının ayrı uzman hekimler tarafından yapılması gerektiğine inanırlar. Genel düşünce ise hem cerrahi hem de restorasyonun aynı hekim tarafından aynı klinikte yapılabileceği yönündedir.

İmplant ve takma diş hakkında bilgiler

Tamamen dökülmüş diş
Tamamen dökülmüş diş
Diş ve ağız temizliği sağlıklı beslenmek, koruyucu önlemler ve belli aralıklarla yapılacak kontroller bizi günün birinde dişsiz kalmaktan koruyacaktır. Yine de dünyanın birçok yerinde dişlerin kaybı yaygın bir sorundur. Son yıllarda yapılan çalışma ABD’de yaşayan 65 – 74 yaş grubu insanların yüzde 45’sının dişlerinin tamamını kaybettiğini gösterir. Kanada da durum bundan farklı değildir. 50 yaşın üzerindeki insanların yüzde 30 ila 35’inin ağzında hiç diş kalmamıştır. Ne var ki bu konuda örnek alınacak bir ülke olan İsveç’te 54 yaşına gelmiş insanların sadece yüzde 3’ünde bu durum söz konusudur.


Dişlerimiz neden dökülür ?

Diş, Dişin Yapısı
Dişin Yapısı
Bunu daha iyi anlamak için önce dişin anatomisine göz atalım. Diş göz ile görünen ve diş tacı diye anılan kısım ve kök olmak üzere iki parçadan oluşur. Kök ile taç arasında kalan boyun bölümüdür. Kök lifsi bağlarla çene kemiğindeki diş yuvası çıkıntısına tutunmuştur. Diş etleri iltihaba neden olan unsurların içeri girmesini önler. Diş tacı insan vücudunun en sert dokusu olan mine ile kaplanmıştır. Bu sert ama hassas bir dokudur. Bir şey olması halinde kan ile beslenemediği için kendini yenileyemez.

Çiğneme sırasında minenin büyük bir dayanıklılığı vardır. Kesici ön dişlere santimetre kareye 25 – 50 kg. azı dişlerine ise 100 kg. ‘ya kadar yük binebilir. Orta katman olan dentin mineden yumuşaktır ve bileşimi kemiğe benzer. Sarımsı bir renkte olup sarının koyuluğu katmanın kalınlığına göre değişir. Dişin merkezinde dentini besleyen hücrelerden, ince kan damarlarından ve bir sinirden oluşan diş özü vardır.


DİŞ TAŞI VE PLAKASI

Diş taşı ve plakası
Diş taşı ve plakası
Bir şey yediğimizde beyaz, ince, şeffaf, jelatinimsi bir doku dişi ve diş etlerini kaplar. Bu diş plakasıdır. Bu plakanın bir miligramında 200 ila 500 milyon mikroorganizma vardır. Ağız çevresinde rastlanılan 80 farklı bakterinin sadece 3 ila 4 tanesi mineye zarar vererek çürüğe neden olur. Bu bakterilerin çoğalmaları şeker ile beslenmelerine bağlıdır. Şekeri soğurmalarının sonucunda 24 saat içinde mineye zarar verecek bir asidin oluşmasını sağlayanda bu bakterilerdir.

Diş Köprü
Diş Köprü
Ayrı bakteriler ağız kokusu yayan bir gazı da üretirler. Diş yüzeyini kaplayan tabaka zamanla kalınlaşır, sertleşir ve diş etlerinde diş taşlarının oluşmasına neden olur. Her yemekten sonra dişlerin fırçalanması bu tabakanın temizlenmesi için önemlidir.

Ne var ki birçoğumuz diş bakımına gereken önemi vermediğimiz için zamanla dişlerimizi kaybederiz. Sonuçta da takma dişlere muhtaç hale geliriz. Diş protezi iki türlüdür. Bunların bir kısmı kron ve köprü gibi sabit bir kısmı da toptan yada kısmi ama çıkartılabilen takma dişlerdir.


TAKMA DİŞ

Takma diş konusunun uzmanlarına prostodontist denilir. Takma diş gereği olup olmadığı diş hekimi kadar prostodontistin uzmanlık sahasına girer. Bunlar önce dişlerin kalıbını alıp, test edip yerleştirerek, takma dişi ağza oturturlar. Takma dişin yapılması kararı diş hekiminin vereceği bir karardır. Takma diş yapan diş teknisyenleri ancak bir diş hekiminin yönlendirmesiyle takma diş yapabilirler.

KRON

Diş, Porselen Kron, Porselen Diş Kaplama
Porselen Diş Kaplama
(Kron)
Bir diş eğer tamamen çürümüşse diş hekimi muhtemelen bir kron yapmak gereği duyacaktır. Ön dişlerde yapılan kronda genellikle porselen kullanılır. Ama azı dişleri için çiğneme esnasında daha büyük bir dayanıklılık kazanması için porselen ile beraber metalde kullanılır.


Diş, Porselen Kron Köprü, İmplant
Porselen Kron Köprü
İki dişe bindirilmiş krona köprü denilir. Diş kaybından oluşan boşluk böylece giderilir. Diş hekimi önce köprünün iki ayaklarını hazırlar. Birkaç seanstan sonra köprü madeni yapısıyla bir daha yerinden çıkmayacak şekilde yerine oturtulur.

Çocuk için Geçici Takma Diş
Çocuk için Geçici
Takma Diş
Bir kaza sonucu ufak süt dişlerini kaybeden çocuklara bile geçici taşma diş konulur. Böyle kısmi bir protez çocuğun beslenmesi sırasındaki çiğnemesini kolaylaştıracak ayrıca onun dilini her zaman bu boşlukta gezdirmesi gibi kötü alışkanlıklar kazanmasını önleyecektir. Ayrıca çocuk hem konuşmada zorluk çekmez hem de takma diş yenisi gelinceye kadar gelecek dişin yerini korur.


İMPLANT

İmplant Diş
İmplant
İlk diş implantı 60 yılların ortasında İsveç’te gerçekleştirilmiştir. Büyük uzmanlık ve gayret istemekle beraber başarılı bir şekilde yapılması halinde son derece kullanışlı bir yöntemdir. İmplant çene kemiğine sağlam bir şekilde yerleştirilir ve organ reddi bu konuda söz konusu olmamaktadır. Alt çenede başarı oranı yüzde 96 üst çenede ise yüzde 85’tir.

Diş, İmplant Nasıl Yapılır
İmplant Nasıl Yapılır?
İmplant yöntem birçok değişik adımdan oluşur. İlk olarak çene kemiğinde bir delik açılır ve buraya titanyumdan bir çubuk yerleştirilir. Sonra kemiğin bu parça ile uyum sağlayabilmesi için 4 ila 8 ay beklenir. Sonra ikinci bir ameliyatla, yerleştirilen titanyum vidanın başı çıkarılıp yerine bir başlık geçirilir. Bundan sonra müdahale edilen yerin iyileşmesi için 2 – 3 hafta daha beklenir. Sonra dişçi yapımın son adımına geçer ve suni dişi titanyum diş köküne yerleştirir. Böylelikle implant işlemi tamamlanmış olur.

Dişlerimiz ister doğal ister yapay olsun vücutta önemli işlevi olan organlarımızdandır. Çiğnemenin tam yapılamaması hazımsızlıklara neden olur. Ayrıca eksik bir diş görünüm bakımından hoş olmadığı gibi konuşmamızı da etkiler. Bu nedenlerde ağzımızdaki dişlerde bir eksiklik olmaması gerekir.


KISMİ PROTEZ

Kısmi protezde sağlam dişlere oturtulmak üzere metal kancalar vardır. Protezin altında metal bir parça bulunur. Diş teknisyeni dişçinin aldığı ölçüden faydalanarak işlem süresince kullanılacak bir kalıp yapar. Metal bir armatür sıcağa dayanıklı bir kalıba dökülür. Metal eriğin sıcaklığı mumsu maddeyi eriterek onun yerini alır. Sonra armatürün kenarları düzeltilir. Her bir adımda diş teknisyeni kalıbı kullanarak ölçünün uygunluğunu kontrol eder. Sonunda eksik olan dişi armatüre oturtur. Bir protez hazırlanırken yaklaşık 30 değişik safhadan geçer. Ve diş hekiminin protezi hastanın ağzına tam olarak hiçbir tarafı vurmayacak şekilde yerleştirmesiyle son bulur.

Protez dişlere tam oturmazsa devamlı hareket eder ve sonunda destek alıp bağlandığı dişlerinde kaybına yol açabileceği gibi konuşma zorlukları ve hatta yük eşit dağılmadıysa baş ağrısına neden olabilir.

Takma dişlerin büyük çoğunluğu akrilik bir reçine olan polimetil metakrilat kullanılarak yapılır. Ağız mukozasının dinlenmesi için günde en az 8 saat gece uyku arasında takma dişin çıkartılması gerekir.

Her geçen gün protez konusunda yeni teknikler ve malzemeler kullanılmaktadır. Bilgisayar destekli yeni teknikler diş tedavisine yeni boyutlar getiriyor. Yakın bir gelecekte bir kronun hazırlanıp yerleştirilmesinin sadece 1 seans alacağı bile tahmin edilmektedir.

Bilgisayarlı Kron Dolgu
Bilgisayarlı Kron Dolgu
Bir video kamera yardımıyla diş hekimleri sorunlu dişin değişik görüntüleri üzerinde çalışabilmektedir. Bilgisayarlar yardımıyla ağzın ve dişin ölçüleri milimetrik bir şekilde alınabiliyor. Bu bulgular ve ölçüler özel bir makinaya aktarılıp bu makine tarafından ağza en uygun olan kron kusursuz bir şekilde üretilebiliyor. Son yıllarda dişçiler kalıbın alınmasında polivinilsiloksan adlı yeni bir madde kullanmaktadırlar. Kokusuz ve son derece dirençli olan bu madde dişin yerleştirilmesine büyük kolaylık getirmiştir.

Diş bakımı ve tedavisi oldukça masraflı bir hale gelmiştir. Ama eksiksiz bir takım diş genel sağlımız için önemlidir. Dişlerimizi çiğnerken konuşurken ve gülerken kullanırız. İnsanları etkilemekte ikna etmekte hatta sevmekte bile onlara ihtiyacımız vardır. Aslında onların günlük yaşamımızdaki önemini çoğu zaman fark bile etmeyiz. Ama bu onları ihmal edebileceğimiz anlamına gelmez. Onları belirli aralıklarla kontrol ettirmeli ve tüm temizlik ve hijyen gereklerini yerine getirmeye özel bir önem göstermeliyiz.